Ukrayna Rusya savaşının bölgemize ve dünyaya iktisadi etkileri, Burak Pehlivan

Rusya’nın tüm uluslararası kural ve normları hiçe sayarak Ukrayna’ya saldırıp, savaşı başlattığı 24 Şubat tarihinin öncesi ve sonrasında farklı bir Ukrayna, Türkiye ve Dünya’yla karşı karşıyayız. Savaş ihtimalinin ilk belirdiği dönemlerden itibaren, bu savaşın iki ülke dışında, ülkemize, bölgemize ve küresel düzene olası olumsuz etkilerine her fırsatta dikkat çekmeye çalışmıştık. Ukrayna, 40 milyon nüfusuyla Avrupa’nın coğrafi merkezinde yer alıyordu, evet 603.549 km2’lik yüzölçümüyle tamamı Avrupa’da yer alan yaşlı kıtanın en büyük ülkesi konumunda olarak zaten dikkatlerin odağında olacaktı, ancak olası savaşın etkileri ve Dünya kamuoyunda oluşturacağı ilgi yalnız ülkenin coğrafi konumuyla ilgili değildi. Zira, savaş öncesi Ukrayna, Dünya’nın en büyük ayçiçek yağı üreticisi ve ihracatçısı, 5. büyük buğday ihracatçısıydı.  Dünya’da en çok buğday ihraç eden ülke olan Rusya, aynı zamanda Dünya’nın en büyük doğalgaz ve petrol ihraç eden ülkesi konumundayken, Suudi Arabistan’ın ardından en büyük 2. ham petrol ihracatçısıydı. Avrupa Birliği’nin ve Birliğin en büyük ekonomisi Almanya’nın doğalgaz ihtiyacının %40’lık bölümünün tedariğini sağlıyordu. Nikel, Paladyum, Rodyum gibi kritik madenlerde önemli bir üretici konumundaydı. Rusya ve müttefiği Belarus, tarım için hayati önem taşıyan gübre ve gübre hammaddesi üretiminde Dünya’da önemli oyuncular arasındaydı. Savaş, üretim kayıpları, ambargolar, ablukalar, yaptırımlar ve tedarik zincirindeki bozulmalardan dolayı temel gıda, enerji ve bazı madenlerin fiyatlarında kaçınılmaz olarak yüksek artışlar getirecekti. Bu durum, Dünya’da büyümeye ve enflasyona olumsuz yansıyacak, fiyat artışlarında da en çok gelişmekte olan ülkelerle, tüm dünyadaki dar gelirli insanlar etkilenecekti. Dolasıyla savaş yalnız bölgemiz için değil, küresel etkileriyle Dünya için de bir felaket olacaktı.

Türkiye Ukrayna iktisadi ve siyasi ilişkileri Savaş öncesi altın çağına ulaşmıştı

Türkiye için de durum farksız değildi. Gıda ithalatımızın %40’ını yaptığımız, geçtiğimiz yıl ülkemize gelen turist sayısında 1. ve .3 sırada yer alarak, turistlerin yaklaşık %30’unu gönderen, 15 milyar $ yatırımımız olan, 2021 yılında kazanılan yurtdışı müteahhitlik hizmetlerinin yarısının gerçekleştiği iki komşu ülkeden söz ediyorduk. İki ülkeye toplamda 8,4 milyar $ ihracatımız vardı. Her ne kadar 226 milyar $’lık ihracatımızın bu oran %5’inden azını teşkil etse de, söz konusu ihracat markalı ürün, otomotiv ve makine gibi katma değerli ihracattı. Ukrayna’yla ilişkilerimiz siyasi ve iktisadi açıdan zirvedeydi. İki ülke ekonomileri birbirlerine rakip değil, tamamlayıcı ekonomilerken, Ukrayna’ya ihracatımız 2021 yılındaki %55’lik artışın üzerine, 2022’in Ocak ayında da bir önceki yılın aynı ayına göre %56 oranında artmış, ikili ticaret hacmimiz yılık 7,5 milyar $’a ulaşmış, savaşın başlamasından yalnızca 3 hafta önce, 3 Şubat’ta Cumhurbaşkanımızın Kiev ziyaretinde, iki ülke arasında Serbest Ticaret Antlaşması imzalanmıştı. Türkiye ve Ukrayna vatandaşları yalnız vizesiz değil, iki ülke arasında pasaportsuz olarak seyahat edebiliyor, Türk ve Ukraynalı havayolu şirketleri haftada 200’ün üzerinde tarifeli sefer düzenliyordu. Türkiye, Ukrayna’ya en çok turist gönderen ülke konumuna ulaşmıştı. Türk müteahhitlerin ülkede gerçekleştiği proje tutarı 8 milyar $’ı aşmış, devam eden en az 2 milyar $’lık taahhüdün olduğu, en az 10 sektörde firmalarımızın pazarda lider konuma ulaştığı, 700’ün üzerinde şirketimizin 30 binin üzerinde istihdam yarattığı bir komşumuzdu Ukrayna. Adeta Ukrayna’nın en değerli stratejik partneri haline gelmiştik. Sonuçta savaştan, savaşın tarafları dışında muhtemelen ekonomisi en çok etkilenecek ülke konumundaydık.

Soğuk Savaş sonrasında barışın temettüsünü aldığımız 30 yıllık bir dönem kapandı

Korkulan, dile getirmekten imtinaıyla kaçındığımız en kötü senaryo maalesef gerçekleşti. Bizim kumsalda kum tanesi kadar etkisi olsa da samimi uyarılarımız, ülkemizin bugünlerin yaşanmaması için en özverili, en yapıcı şekilde çaba harcayan devlet konumunda olması, Avrupalı liderlerin, birbirleri ardına yaptıkları, Avrupa Birliği’nin Rusya üzerinde en büyük müşteri olmasının kaldıracını da kullandıkları Moskova sortileri sonucu değiştirmedi. Rusya, hür ve adil bir seçimle, %73’lük oyla Cumhurbaşkanını seçen komşusuna savaş aştı. 24 Şubat Ukrayna Saatiyle sabah 5’ten itibaren hiçbir makul, haklı gerekçe olmadan Rusya Silahlı Kuvvetleri’ne bağlı unsurların sınırı geçmesiyle savaş başladı. Oradan sonrasını ise hepimiz biliyoruz. En kötümser öngörülerin bile ötesinde binlerce sivilin yaşamını yitirdiği, şehirlerin yakılıp yıkıldığı bir savaş kuzeyimizde yaşanıyor. Asla geri getirilemeyecek insani kayıplar var. Bu yıl Ukrayna ekonomisinin %45 küçülmesi bekleniyor. Siyaset Bilimci Ian Bremmer’in ifade ettiği gibi son 30 yılda, Soğuk Savaş sonrasında barışın temettüsünü alarak, böylece refahımızı artırdığımız bir dönem kapandı.

Rusya’ya sert yaptırımlara uygulanıyor, AB’nin enerji ambargosu da er ya da geç gelecektir

Rusya, siyasi, ekonomik, diplomatik olağanüstü yaptırımlarla karşı karşıya. Sovyetler Birliği döneminde ülkede faaliyete başlayan McDonald’s dahil yüzlerce çok uluslu firma ülkedeki operasyonlarına son verdi, Rus bankalarının çoğu swift’ten çıkarılırken, Rusya’nın ürünlerine gelişmiş sanayi ülkeleri tarafından ambargo koyuluyor. Rus gemileri Avrupa Birliği limanlarına artık kullanamıyor, Rus oligarkların Batı’daki 80 milyar $’lık, yine Rusya Merkez Bankası’nın 350 milyar $’lık varlığı donduruldu. Her ne kadar veri firması Statista’nın çalışmasına göre artan enerji fiyatlarıyla Rusya’nın enerji ihracatının bu yıl 2021’e göre %36 artarak 321 milyar $’a ulaşacağı tahmin edilse de, Avrupa Birliği, Rusya’dan yaptığı enerji ithalatına günlük 1 milyar $’ın üzerinde ödeme yapsa da, bu enerji ithalatının en kısa zamanda ikamesinin yapılabilmesi için detaylı çalışma yapılıyor. Bugün, AB, Rusya’dan enerji ithalatını tamamen kesmediyse bunun nedeni Rusya’ya soluk vermek değil, Avrupa’nın Rusya’dan hemen sıfırlanacak enerji ithalatının kendi ekonomisine şok etkisini şimdilik göze alamaması. Birliğin lokomotifi Almanya’nın ekonomisinin Rusya’ya uygulanacak tam bir doğalgaz ve petrol ambargosuyla %2,2 küçülebileceği ve 400 binden fazla kişi işsiz kalabileceğine ilişkin modeller var. Ayrıca, bazı büyük Alman şirketlerinin rekabetçi olarak üretime devam edebilmesi, Rusya’dan satın aldıkları nikel, paladyum, bakır gibi hammaddelerin teminine bağlı. Ancak bu ürünler için de yeni tedarik seçenekleri bulunacaktır, aynı Rusya’dan petrol ve doğalgaz ithalatının mümkün olan en kısa süre zarfında tamamen sıfırlanacağı gibi. Bu yıl olmasa da birkaç yıl içerisinde Avrupa Birliği’nin Rusya’yla enerji işbirliği tamamen bitecektir.

Avrupa Birliği üyelerinin Ukrayna’ya olağanüstü desteği, yalnızca haklıya olan sempati, ya da ‘’kendinden olanın’’ gördüğü zulüme tepkiyle açıklanamaz. Rusya’nın, bir komşusuna nedensiz, adeta gözünün üstünde kaşın var diyerek saldırması, bazı ülkelerde yarın bana da saldırır mı düşüncesinin oluşmasına yol açtı. Rusya yalnız güvenilir bir enerji tedarikçisi imajını değil, bir ülke olarak güvenirliğini Birlik ve gelişmiş Batı demokrasileri açısından kaybetti. Bu ülkelerin Rusya’ya karşı siyasi, diplomatik ve iktisadi izolasyonu sert ve tavizsiz biçimde uyguladıklarını görüyoruz. Yüzlerce Rus diplomat Avrupa başkentlerinden sınır dışı edildi. Avrupa’da silahlanma bütçeleri artıyor. Almanya’nın 70’li yıllardan beri uyguladığı Ostpolitik(Doğu Politikası), Sovyetler Birliği ve Rusya’dan gaz alarak, karşılıklı bağımlılık oluşturmak ve böylece barışın teminini sağlama politikası da, II. Dünya Savaşı’ndan sonra geçtiği pasifizm politikası da terk ediliyor. 100 milyar €’su yalnızca bu yıl kullanılacak ek savunma bütçesi Alman Meclisi’nde kabul edildi. İsviçre yüzlerce yıllık tarafsızlığını vazgeçerek, Rusya’ya karşı yaptırımlara katılırken, İsveç ve Finlandiya’da %30’lar seviyesinin üzerine çıkmayan NATO üyeliğine destek bugün tarihi zirvelerine ulaştı. İsveçliler’in %57’si NATO üyeliğini destekliyor. Finlandiya’da 2021 Ekim’inde %26 olan NATO üyeliğine destek oranı bugün %62’ye yükseldi. Bu yaz bu iki İskandinav ülkesinin NATO’ya üyelikleri kuvvetle muhtemel. Ukrayna’nın 10-15 yıl sonraki, o da olup olmayacağı belli olmayan NATO üyeliğinin kendisi açısından tehdit oluşturacağını iddia eden Rusya, bugün 1.300 kilometre sınıra sahip olduğu Finlandiya’nın NATO üyeliği gerçeğinin yanı sıra, NATO’nun Doğu kanadında Polonya’da, Baltık Cumhuriyetleri’nde, Romanya’da güçlendirilmiş birlik mevcudiyetiyle karşı karşıya.

Tüm bu şartlar altında, bu yıl enerji ihracatındaki muhtemel artışa rağmen, Dünya Bankası’nın tahminlerine göre Rusya’da gayri safi yurt içi hasıla, %11,2’yle 1994 yılından beri en büyük küçülmesini yaşayacak, enflasyon %20’yi bulacak. Bugün Ukrayna’da hızlı bir biçimde barışa ulaşılsa bile, Avrupa’da Rusya’ya karşı güvensizliğin kısa vadede ortadan kalkması mümkün gözükmüyor. Onlarca yıl, bu ekonomik, diplomatik, siyasi ve sosyal ayrışma mevcut anlayışların hakim olduğu bir dünyada devam edecektir. Batı, kendine yeni tedarikçiler ve ihracat pazarları, üretim alanları bulacak, Rusya’ysa enerji ihracatını başka ülkeler kaydırma çalışacaktır. Sonuçta bu ayrışma kısa ve orta vadede kalıcı olacaktır.

Savaşın Dünya’da büyümeye ve enflasyona ektileri dramatik

Savaşın neden olduğu enerji, hammadde ve gıda fiyatlarındaki artışlar, ticari engellemeler ve tedarik zincirindeki bozulmalar, uluslararası kurumların global büyüme tahminlerinde aşağıya doğru birbirleri ardına güncellemeler yapmasına yol açtı.

Dünya Ticaret Örgütü küresel büyüme tahminini %1,3 düşürerek %3,4’e indirirken, IMF’in büyüme tahminiyse %0,8 daha azalarak %3,6’ya, yine Dünya Bankası’nın 2022 yılı için büyüme öngörüsüyse %0,5 düşüşle %3,2’ye geriledi, bankaya göre küresel ortalama enflasyona savaşın katkısıysa %2,6 olacak. Yoksul ülkeler ve yoksullar, zengin ülkelere ve zenginlere göre savaş nedeniyle daha büyük risklere maruz kalacaklar, zira gelirlerinin çok daha büyük bir oranını gıda ürünleri için harcıyorlar. Özellikle Afrika ve Ortadoğu ülkeleri önemli risk altındalar. Rusya ve Ukrayna’dan tahıl ihracatının kesilmesi Afrika ve Ortadoğu’da kıtlığa hatta açlıktan ölümlere yol açabilir. Savaştan ötürü, küresel düzeyde açlıktan ölme riskiyle karşı karşıya kalan insan sayısının 47 milyondan 55 milyona çıktığı tahmin ediliyor. Savaş, dünyada zaten var olan enflasyon, tedarik zinciri sıkıntıları ve gelişmekte olan ülkelerdeki yüksek borçluluğu da daha da derinleştirecek. Sri Lanka’nın dış borçlarından iflası, ekonomik ve siyasi istikrarsızlığın sonuçlarının ilk işaret fişeği olurken, Mısır, Tunus, Pakistan gibi ülkeler de gerekli önlemler alınamazsa iktisadi açıdan zayıf halkalar.

Ukrayna’ya Dünya, eşi görülmemiş ekonomik destek sağlıyor

2014 yılından farklı olarak bugün Ukrayna’ya Batı’nın müthiş bir finansal desteği var. Bunun sonucunda ülkenin döviz rezervleri, savaş öncesi düzeyin bile üzerine çıktı. Avrupa Birliği’nin önderliğinde yapılan ‘’Ukrayna için Ayağa Kalk’’ kampanyasında 12 milyar $ toplandı. Amerika 13,6 milyar $’lık destek vaat ederken, AB ülkeleri ikili düzeyde bir bir Ukrayna’ya mali destek paketlerini açıklıyorlar. Dünya Bankası, Avrupa İmar ve Kalkınma Bankası ve IMF gibi uluslararası finansal kurumların da desteği tam. Ukrayna, G7 ülkelerinden 50 milyar $ talep etti. Ayrıca bütçe açığının finansmanında kullanılması için %0 faizli devlet tahvilleri çıkarılıyor. Tüm önlemler neticesinde enflasyon da görece kontrol altında, savaşa rağmen Merkez Bankası faizi %10 oranında sabit kalırken, %13,7’ye ulaşan enflasyonun, savaşın kapsamı ve süresine bağlı olarak %10-20 aralığında kalması öngörülüyor. Ülkede savaş döneminde finansal istikrarın sağlanmasına, savaş sonrası kısa ve uzun vadeli yeniden yapılanmanın planlanmasına Ukrayna liderliği büyük önem veriyor ve bu noktada uluslararası kurumlarla ve partner ülkelerle sürekli temas halindeler. Adeta Ukrayna’ya özgü bir Marshall planı hazırlanıyor. Savaş öncesi değil üyelik, aday ülke statüsüne dahi sahip olmayan Ukrayna’nın, bugün görece çok kısa bir süre içerisinde Avrupa Birliği’ne üyeliği konuşuluyor.

Alınan tüm önlemlere ve verilen tüm desteklere rağmen işsizlik önemli bir sorun olarak karşımıza çıkıyor. Rusya’nın Ukrayna’da başlattığı savaş, işgücü piyasasını gerçek anlamda felç etti. Milyonlarca insan, hiçbir düzenli geliri olmadan işini kaybetti. Ülkede firmaların %25’i işlerini tamamen durdurmuş durumdalar. Birçok işletmeyse düşük kapasiteyle çalışıyor Ukrayna, savaş öncesi ihracatının en az %60’ını deniz yoluyla yapıyordu, şimdiyse limanları abluka altında. Yabancı yatırımlar, özel sektör yatırımları neredeyse tamamen durdu. Ülkede zarar gören yalnızca fiziki alt ve üst yapının değeri Kiev Ekonomi Okulu’nun araştırmasına göre 80 milyar $’ı geçiyor. Savaş bugün sona erse bile yaraların sarılması uzun zaman alacak.

Avrupa’nın güvenlik mimarisi değişiyor, yeni bir dünya düzeni kuruluyor

Türkiye, barış görüşmelerinde kolaylaştırıcı rolüyle, stratejik konumu ve yapıcı yaklaşımıyla savaş sonrası dönemde ön plana çıktı. Avrupalı liderlerinin ülkemizi peş peşe ziyaretleri tesadüf değil. Ukrayna ve Rusya dışişleri bakanları bu dönemde ilk ve tek yüz yüze görüşmelerini Türkiye’de yaparlarken, İstanbul’da bir barış görüşmesi turu gerçekleştirildi. Zaten barışın bozulmaması, savaşın hiç başlamaması için de büyük bir çaba göstermiştik. Savaş öncesinde, siyasi, iktisadi ve kültürel açılardan Ukrayna’yla ilişkilerimizin altın çağındaydık. Ukrayna’nın toprak bütünlüğüne yıllardır her platformda desteğimiz ortada, işgali derhal reddettik. Rusya, hesap hatası mı yaptı, yoksa karşılaşacağı sonuçları ön görerek mi böyle bir hamle bulundu? Bu soruların cevabı ne olursa olsun, neticede yeni bir Dünya düzeni ve Avrupa’da yeni bir güvenlik mimarisiyle karşı karşıyayız. 24 Şubat sonrası siyasi, iktisadi, içtimai ve askeri açıdan artık yeni bir dünyadayız. Savaş uzadıkça, Türk şirketlerinin Rusya’da ve Rus şirketleriyle iş yapmasına dönük baskılar artacaktır. Türkiye’nin daha keskin hatlarla yeni durum ve şartlarda pozisyonunu ortaya koyması gerekebilir, kolay olmayan tercihlere bugünden hazırlıklı olmakta yarar var.

Burak Pehlivan


Yayımlandı

kategorisi

, , ,

yazarı: