Yurtdışında yaşayan Türkler, öğrenci olsun, işadamı olsun, profesyonel çalışan olsun, yaşadığı ülkedeki büyükelçiliklerden, konsolosluklardan daha iyi hizmet bekler. Bu durum doğaldır. Bir Alman da, İngiliz de, bir Amerikan vatandaşı da benzer taleplere sahiptir ve insanoğlunun talep ve istekleri hiçbir zaman bitmez. Yurtdışı misyon şefliklerindeki hükümet yetkilileri de ellerindeki imkanlar doğrultusunda vatandaşlarına yardımcı olmaya çalışırlar. Elbette vatandaşı yüzde yüz mutlu etmek mümkün değildir ancak bir gerçek var ki nasıl gün geçtikçe Türkiye’de devlet dairelerindeki hizmet kalitesi artıyorsa, yurtdışı temsilciliklerimizdeki hizmet kalitesi de artıyor. Hizmet kalitesinin devletin sahip olduğu olanakların artması, yani devletin zenginleşmesi ile orantılı olduğu bir gerçek.
Hizmet kalitesinin artması için nitelikli olduğu kadar geniş kadrolara da gereksinim var. Dışişleri bakanlığı kadrolarımız Osmanlı zamanında da, cumhuriyet döneminde de, devletin en seçkin, en nitelikli kadroları olmuşlardır, bugün de böyle. Başka bakanlıkların kadrolarından, yabancı misyonlarımızda görev yapan personel de, ilgili bakanlıkların en parlak bürokratlarından oluşur. Ancak yalnız nitelikli kadrolar ile vatandaşı memnun etmek mümkün olmuyor. Kadroların sayıca genişlemesi, fiziki olanakların artması ve daha nitelikli hizmet için bütçe gerekiyor. Daha bu yıla kadar diplomatlarımızın sayısı 1.300’ü bulmuyordu. Bir karşılaştırma yapmak açısından, bu rakam Almanya’da 6.000 civarında, yani Türkiye’deki diplomat kadrosunun nicelik olarak 4-5 katı
Geçtiğimiz birkaç yıl zarfında 20 civarında yeni büyükelçilik açıldı ya da açılma kararı alındı. Yalnız Afrika’da 15 civarında yeni büyükelçilik söz konusu. Bir dönemler kuzey bölümünü yönettiğimiz bu büyük kıtada, geçtiğimiz birkaç yıla kadar yalnızca 12 büyükelçiliğimiz vardı, bu sayı yakında 30’un üstüne çıkacak. Beğeniriz, beğenmeyiz hiçbir şey yapılmasa bile bir ülkedeki büyükelçilik o ülkeyle ekonomik, ticari, siyasi ilişkilerin artmasına vesile olur. Karşılıklı iş yapmak kolaylaşır. Orta ve uzun vadede zaten fiziki altyapı ve kadro sorunları da çözülür. Bu büyükelçilikleri donatacak para ve nitelikli kadro Türkiye’nin imkanları dahilindedir. Kara kıtada, ABD’nin 48, Fransa’nın 43, Rusya’nın 41, Almanya’nın 39, İngiltere’nin 35, Çin’in ise 47 büyükelçiliği varken, bizim büyükelçilik sayımız 15 i bile bulmuyordu. Büyükelçilikler, bulundukları ülkede temsil ettikleri ülkenin gözü kulağıdır. Onların bırakın var olmamaları, etkin çalışmamaları bile o ülke açısından siyaset olarak da ekonomik olarak da büyük bir kayıptır. Son açılan büyükelçiliklere ilişkin istatistiklere göre, büyükelçiliklerin açılmasına müteakip o ülkeler ile ticarette adeta bir patlama yaşanmaktadır. Tabii, THY’nin paralel olarak o bölgelere uçuş hatları açmasında ülkemiz açısından büyük yarar vardır.
Geçenlerde bir haber dikkatimi çekti, AB Türkiye misyonundaki görevli sayısını 132’ye çıkarıyordu, böylece AB’nin Türkiye misyonundaki çalışan sayısı, ABD’deki AB personelini sayısını geçerek, AB’nin en çok personel bulundurduğu ülke haline gelecekti. Türkiye büyük ve önemli bir ülke ama bazen ülkemizin bu büyüklüğünün farkına varamayabiliyoruz ya da iç çekişmeler sonucu dış politikaya yeterince odaklanamıyoruz. Ülke olarak ciddi ekonomik sorunları yeni yeni ortadan kaldırıyoruz. Bu bize dışa yönelme fırsatı veriyor. Ancak bunu yaparken öncelikleri de iyi belirlemek gerekiyor ve bu önceliklerin belirlenmesinde Ukrayna’nın biraz haksızlığa uğradığı düşüncesindeyim. Başbakan, cumhurbaşkanı düzeyinde bu ülkeye yapılan ziyaretlerin frekansı çok düşük.
Türkiye, krize kadar Ukrayna’nın, Rusya’dan sonraki ikinci büyük ticari partneriydi. Muhtemelen bu yıl ya da gelecek yıl, ikinciliği Almanya’dan geri alacaktır. Buna karşılık ithalat ve ihracat dengesi açısından, Türkiye ile Ukrayna arasında, Türkiye aleyhine ciddi bir açık var. Ukrayna ile Türkiye’nin tarihten gelen yoğun bir ilişkisi var. Türkiye, Ukraynalıların en çok tercih ettiği turistik destinasyonların başında geliyor. İki ülke vatandaşları arasında her yıl binlerce evlilik yapılıyor. Aramızdan Karadeniz geçse de komşu ülke sayılırız. Ukrayna’da, kayıtlı 10.000, kayıtlı olmayanlar ile birlikte tahminen 20.000 Türkiye cumhuriyeti vatandaşı yaşıyor. Binlerce Türk şirketi ülkede faaliyet gösteriyor. Evet, diplomatlarımız, devlet görevlilerimiz iki ülkenin ilişkilerini geliştirmek, buradaki vatandaşlarına daha iyi hizmet verebilmek için canla başla çalışıyor ama gönül büyükelçiliğimizin ülkemizin gücüne, büyüklüğüne yakışan, iki ülke ilişkilerinin daha da geliştirilmesine katkıda bulunacak daha iyi fiziki olanaklara sahip bir binaya geçmesini arzuluyor. Büyükelçiliğimizin ve konsolosluğumuzun her biri birbirinden nitelikli kadrolarına yenilerinin eklenmesini de bir gereklilik. Tüm bunların gerçekleşmesi kısa vadede, ülkemizden cumhurbaşkanı, başbakan düzeyinde bir ziyaretin yapılması ile mümkün gözüküyor. Bu ziyaret, ilişkilerde ihtiyaç duyulan katalizör etkisini yaratacaktır. Türkiye, Ukrayna için önemli bir ülke olduğu kadar, bölgesel güç olma iddiasındaki Türkiye için, Ukrayna da önemli bir ülke. İlişkilerde vites büyütmenin zamanı geldi, vakit kaybetmemek gerek.
Burak PEHLİVAN
Related posts:
Aşağıdaki butonları tıklayarak, yazıyı arkadaşlarınızla paylaşın!
