Türk Ukrayna İş Forumu Başlarken

Türk Ukrayna İş Forumu, bu hafta Dış Ekonomik İlişkiler Kurulu’nun(DEİK) organizasyonuyla İstanbul’da gerçekleşiyor. Böylece bu yıl ilk kez Türk Ukrayna İş Forumu düzenlenmiş olacak. Geçtiğimiz yıl ise biri Türkiye’de diğer ikisi ise Ukrayna’da toplam üç iş forumu gerçekleştirilmişti. Nisan ayında Lviv ve kasımda Dnipro’daki organizasyonları Türk Ukrayna İşadamları Derneği(TUİD) ve DEİK birlikte organize ederken, Türkiye’nin dış ekonomik ilişkileri için çok önemli bir kurum olan DEİK, sahadaki iş insanları dernekleriyle işbirliğinin güzel bir örneğini gösermişti.  Lviv’deki foruma Ukrayna Başbakan birinci yardımcısı Stepan Kubiv de katılım gösterirken, Ukrayna’da düzenlenen iki forum da kendi alanlarında ilkler kulübünde yer almışlardı zira Türkiye ve Ukrayna ekonomik ve ticari ilişkilerinin 26 yıllık tarihinde ilk kez Ukrayna’da Kiev dışındaki şehirlerde DEİK tarafından Türk Ukrayna İş Forumları gerçekleştirilmişti.

Ukrayna ve Türkiye arasında temel ekonomik konular serbest ticaret antlaşması, organize sanayi bölgeleri ve kamu özel sektör ortaklığıdır  

Geriye dönüp baktığımızda İstanbul’daki forumda da, Ukrayna’da düzenlenen organizasyonlarda da benzer konular gündeme gelmişti. Mart ayında İstanbul’da Ukrayna Başbakanı Volodimir Groysman’ın çok güzel bir biçimde ifade ettiği gibi Türkiye ve Ukrayna arasında yeraltından uzaya kadar her alanda geniş işbirliği olanakları mevcut bununla beraber bazı alanlarda odaklanmanın da faydaları olduğu açık. Nitekim tüm bu organizasyonlarda belli konuların ön plana çıktığını gördük. Bunlar arasında Türkiye ve Ukrayna arasındaki ekonomik ve ticari ilişkilerin sürdürülebilir gelişimini sağlayacak Türkiye Ukrayna Serbest Ticaret Antlaşması’nı(STA), ülkemizin adeta dünyada bir model oluşturduğu organize sanayi bölgelerini ve kamu özel sektör işbirliği(PPP) alanında Ukrayna’nın Türkiye’nin deneyimlerinden yararlanmasını sayabiliriz.

Başbakan Groysman’a da, birinci yardımcısı Kubiv’e de özellikle Türkiye Ukrayna STA’sının getireceği faydalar üzerine bu forumlarda sunum yapma imkanı bulmuştum. Bu haftaki forumda da en önemli konu STA olacaktır.

İstanbul’da bu haftaki forumun öncesinde, geçtiğimiz yıl mart ayında düzenlenen forumu değerlendirmenin faydalı olacağını düşünüyorum, bunu yaparken de geçtiğimiz yıldan bu yıla iki ülke arasındaki ticari ve ekonomik ilişkilerdeki değişimleri de analiz etmeye çalışacağım.

Türkiye, Avrupa Meydanı sonrasında, Ukrayna’daki en büyük üç yabancı ülke yatırımcısından biri oldu

Mart 2017 Türk Ukrayna İş Forumu’ndaki panelin moderatörlüğünü yapmıştım. Bu panele, yazıdaki fotoğrafta da yer alan Ukrayna tarafında STA müzakereleri yürüten Nataliya Mikolovska ile Ukrayna Yatırım Ajansı Başkanı Daniel Bilak da katılım göstermişti. Geçtiğimiz ay itibarıyla Ukrayna’nın global ticaret temsilcisi ve STA baş müzakerecisi Mikolovska görevinden ayrılırken, Bilak ise görevine devam ediyor. Bu süreçte STA’nın eksikliğinden dolayı imalata dönük yatırımların çok sınırlı kaldığını görürken, Ukrayna’daki Türk yatırımlarının özellikle iletişim, enerji ve tarım alanlarında daha da arttığına tanıklık ettik. Avrupa Meydanı sonrasında ülkedeki en büyük 3 yatırımcı ülkeden biri olan Türkiye bu özelliğini daha da pekiştirdi.

Ukrayna’nın en çok dış ticaret fazlası verdiği ülke Türkiye’dir

Müzakereleri 2007 yılından beri devam eden STA’da ise artık son aşamaya gelindiğini söyleyebiliriz. Kubiv’in iki ay önce Bakanlar Kurulu toplantısında ifade ettiği gibi antlaşmanın %90’dan fazlası tamamlandı. İki forum arasında geçen süreçte karşılıklı ticarette artış trendi devam ederken, Ukrayna lehine olan dış ticaret fazlası ise azaldı. Bağımsızlığını kazandığı 1991 yılı ile 2017 yılları arasında Ukrayna, Türkiye ile yaptığı ticarette 38 milyar $ fazla verdi. Bu dönemde, Türkiye, Ukrayna’nın en çok dış ticaret fazlası verdiği ülke oldu.  2017 yılında Ukrayna yalnızca tarımda Türkiye’ye 928 milyon $ ihracat yaparken, demir-çelik ürünleri ihracatı 1 milyar $’ı geçti. İkili ticaret hacmi ise  Ukrayna verilerine göre 3,7 milyar doları buldu.

Halbuki Ukrayna’nın aralarında Almanya, Polonya gibi ülkelerin bulunduğu birçok ülke ile dış ticareti 2017’de 2014 öncesi dönemi yakalarken, bizimle olan ticareti hala eski seviyeleri yakalayamadı. 2014 yılında 2,2 milyar dolar olan Ukrayna’nın Türkiye ile dış ticaret fazlası, 2017 yılında 1,2 milyar dolara geriledi.  Her ne kadar iki ülke ilişkileri gerçek manada stratejik partnerlik seviyesine yükselse de STA’nın eksikliği hissediliyor. Ukrayna, Türkiye’den daha fazla ticari ve yatırım potansiyelini kaybediyor. Düşünün, büyük bir başarı hikayesi olarak değerlendirilen Kanada Ukrayna Serbest Ticaret Antlaşması sonrasında, Ukrayna’nın Kanada’ya yaptığı toplam ihracat, Türkiye’ye yaptığı yalnızca tarım ihracatının 20’de 1’i seviyesinde.

Ukraynalılar, dünyada yalnızca Türkiye’ye pasaportsuz seyahat edebiliyorlar

Haziran 2017’den itibaren iki ülke vatandaşları karşılıklı olarak birbirlerini pasaportsuz olarak ziyaret etme imkanına kavuştu. Türkiye Cumhuriyeti vatandaşları, Ukrayna dışında yalnızca iki ülkeye Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti’ne ve Gürcistan’a kimlik kartıyla gidebilirken, Ukraynalılar açısından Türkiye, pasaportsuz olarak ziyaret edebildikleri şimdilik tek ülke. Geçtiğimiz yıl ülkemize 1 milyon 300 bin Ukraynalı turist gelirken, Türkiye’den, Ukrayna’ya 270 bin civarında turist gitti. Her iki rakam da tarihi rekorlara işaret ediyor. Türk lirasındaki değer kaybı bu yıl Türk turist sayısında yeni bir rekor kırılmasını engelleyecektir, bununla beraber Ukraynalı turistteki artış trendi devam edecek ve muhtemelen 2018 yılında ülkemizi ziyaret eden Ukraynalıların sayısı 1,5 milyonu bulacaktır.

Ukrayna’daki Türkiye algısı her geçen gün daha da gelişiyor

Ukraynalıların, sıradan vatandaşların da Türkiye’ye bakışı her geçen gün daha da gelişiyor. Geçtiğimiz yıl ilk kez yapılan bir çalışmaya TUİD olarak imza attık. Bu çalışmayla Ukrayna’daki Türkiye, Türk ve Türk ürünleri algısını ölçtük. Araştırmanın sonuçları oldukça olumlu çıktı. Bu araştırmaya göre Ukraynalılar’ın %50’den fazlası son altı ayda Türk ürünleri satın aldıklarını ifade ederken, Televizyon dizisi izleyicilerin %70’i Türk dizilerinin izliyor ve yine bu izleyicilerin yarıya yakınlık bir bölümünün  ülkemize bakışı bu dizilerle daha da olumlu hale gelmiş durumda. Türk Havayolu şirketleri uçuş ağlarını genişletirken, uçuş frekanslarını ise artırıyorlar. Başta bayrak taşıyıcı havayolu şirketimiz Türk Havayolları olmak üzere, bu şirketlerimizin başarıları ülkemizin marka değerine de Ukrayna’da önemli katkı sağlıyorlar. Tüm bu olumlu gelişmeler toplandığında, ükemizin Ukrayna’daki yumuşak gücünün artışı girişimcilerimize ülkede rekabet avantajı da getiriyor.

İnşaat firmalarımızın ise başarılı çalışmalarının Ukrayna’da devam ettiğini söyleyebiliriz. Özellikle yol inşasında Türk inşaat firmaları artık bir marka, hatta en iyi marka. Yine geçtiğimiz yıl ilk kez Türk Ukrayna Altyapı Forumu düzenlendi, bu yıl da kuvvetle muhtemel düzenlenecek PPP Forumu’nun başat ülkesi de Türkiye olacaktır. Kiev’de organize edilecek Doğu Avrupa Emlak Yatırımları ve Ödülleri Forumu’nun da onur konuğu ülkesinin bu yıl Türkiye olacağını hatırlatayım.

Bu hafta düzenlenecek foruma geri dönelim. Forumun düzenlenmesi öncesinde, mart ayında Ukrayna Ekonomi Bakanlığı yetkilileri TUİD’i ziyaret etmişler ve yeni kurulan İhracatı Destekleme Ajansı’nın İstanbul’da bir organizasyon yapmayı planladığını ifade etmişlerdi. Ben de bu organizasyonu sahip olduğu 144 ülke iş konseyi ve 6 ihtisas konseyi ile Türkiye’de özel sektörün dış ekonomik ilişkilerinin kurumsal koordinatörü, adeta düzenleyicisi vasfını başarıyla yürüten DEİK ile beraber yapmalarını tavsiye etmiş, DEİK ile işbirliği halinde bu çalışmayı yapmalarının süreci daha verimli hale getireceğini belirtmiştim. Ayrıca çok dağılmamalarını heyeti birkaç sektörle, makine, enerji ve tarım/gıda sektörleriyle sınırlı tutmalarını da önermiştim. Nitekim önerilerimi dikkate aldılar. Türkiye’ye gelen bir Ukrayna iş heyetinin ilk kez Ukrayna İhracatı Destekleme Ajansı tarafından desteklenmesi ise hem nicelik hem de nitelik açısında çok daha güçlü bir iş insanları heyetinin ülkemize gelmesini sağlayacak, bu forum bu anlamda bir ilk olacaktır.

Enerji, tarım, altyapı yatırımları ve makine işbirliğinin daha da geliştirilebileceği alanlar

Bu yıl da forumun gündeminde serbest ticaret antlaşması, enerji, altyapı ve organize sanayi bölgeleri olacak. Ukrayna’da imtiyaz yasası kanunlaştı, bu, kamu özel sektör işbirliği projelerinin önünü açacaktır. Ukrayna Altyapı Bakanlığı’nın verilerin göre ülkedeki yolların %97’sinin uygun şartlarda değil. Ukrayna’da  karayolu yatırımlarına hem merkezi hem de mahalli idare bütçelerinden önemli kaynaklar aktarılıyor, aynı şekilde uluslararası finans kurumları da bu yatırımları destekliyorlar. Bugüne kadar ülkede 6 milyar dolardan fazla taahhüt gerçekleştiren inşaat firmalarımızın Ukrayna’ya katkısı artarak devam edecektir. Enerji de ise özellikle rüzgar ve güneşte Türk firmalarının ilgisi yoğun. Organize Sanayi Bölgeleri ve Serbest Ticaret Antlaşması da ısrarlı üzerinde durulması gereken iki konu. Çoğu zaman karşımıza çıkan bir sorudur, hala bu STA niye imzalanmıyor diye. Soranlar da haksız değiller ama STA süreçleri uzun  ve meşakkatli konular. AB ile Güney Amerika ülkeleri neredeyse 25 yıldır  STA müzakereleri yürütüyorlar, ABD ise 25 yıldır Kanada ve Meksika ile devam eden Kuzey Amerika Serbest Ticaret Antlaşması’nı neredeyse çöp tenekesine atacak. Dolayısıyla bu süreçte sabrımızı da kararlılığımızı da kaybetmemeliyiz.

Türkiye Ukrayna STA’sının bu yıl imzalanması için hiçbir siyasi ve ekonomik engel yok. İki ülke liderliğinin bu antlaşmanın imzalanması noktasında en üst düzeyde iradesi var. Bu yıl sonunda Türkiye’ye resmi bir ziyaret yapacak Ukrayna Cumhurbaşkanı Petro Poroşenko’nun ziyaretinde bu imzaların atılması aklın ve mantığın gereğidir. Ancak unutmayalım ülkemiz ekonomik olarak güçlü oldukça, dostluklarımız da daha güçlü olur. Nerede yaşarsak yaşayalım, nerede para kazanırsak kazanalım, bir Türk olarak da, bir Türk şirketi olarak da gücümüz ülkemizin gücüyle orantılı, onun için de ekonomimizi de paramızı da güçlü tutmalıyız ki bu antlaşmalarda da ikili ilişkilerimizde de güçlü olalım.

Burak PEHLİVAN