Türk iş dünyasının, Ukrayna için beş reform önerisi, Burak Pehlivan

Ukrayna’da, uluslararası iş dünyaları açısından 2017’nin en büyük kazanımlarından biri de, Ukrayna Sanayi ve Ticaret Odası, Almanya Ukrayna Sanayi ve Ticaret Odası, Uluslararası Türk Ukrayna İşadamları Derneği, US-Ukraine Business Council, Çin İşadamları Derneği ve Fransa Ukrayna Sanayi ve Ticaret Odaları arasında Ukrayna’da faaliyet gösteren Uluslararası İş Dernekleri ve Odaları Üst Konseyinin (ICBAC) kurulmasıydı. Böylece farklı ülkelerin iş dünyaları kendi aralarında sürekli ve kurumsal bir iletişim platformuna kavuşurken, işadamlarının ve yabancı sermayenin ortak sorunlarını ve ülkeye daha çok yabancı yatırım çekilebilmesine ilişkin görüşlerini hükümet yetkilileri ve kamuoyuyla tek ses olarak paylaşma olanağına kavuşmuş oldular.

ICBAC’ın son yönetim kurulu toplantısında, kurumu oluşturan her derneğin ayrı ayrı Ukrayna’da mevcut yabancı yatırımcıların daha iyi bir çalışabilecekleri bir ekosisteme kavuşmaları ve ülkeye daha çok yabancı yatırım çekilebilmesi için üzerinde çalışılması gereken beş konuyu kendi iş dünyalarının görüşlerini yansıtacak şekilde kısa bir rapora dönüştürmesine karar verdik. Bu altı ülkenin iş derneklerinin hazırladığı raporlar daha sonra konsolide edilerek, 5 madde olarak Ukrayna hükümetine sunulacak ve kamuoyuyla paylaşılacak. Biz, Türk Ukrayna İşadamları Derneği olarak şu  beş konuyu ve bu konulara ilişkin çözüm önerilerimizi ortaya koyduk.

Hükümet iş dünyası ve kamuoyuyla iletişimi güçlendirmelidir 

Ukrayna’da son üç buçuk yılda, ülkenin bağımsızlığının ilk yirmi üç yılında yapılandan daha fazla yapısal reform gerçekleştirildi. Ülkede müthiş bir değişim ve dönüşüm var ancak geçmişten kaynaklanan imaj sorunu, ülkede yaygın yolsuzluk olduğuna ilişkin algılar, hukukun üstünlüğüne ilişkin kaygılar ve jeopolitik risklerden dolayı yabancı yatırımcılar bu süreçte ülkeye beklenen hızda gelmiyorlar. Bu sarmaldan çıkılması için yapılması gerekenlerin başında hükümetin iş dünyasıyla iletişimini artırması, kendi hikayesini, ülkedeki olumlu değişimi yatırımcılara iyi aktarması gerekiyor. Bunun için iş insanları dernekleriyle koordinasyon halinde yabancı yatırımcılarla daha çok buluşulup, onlara yeni Ukrayna’nın sunduğu yatırım ve ticaret  imkanları daha kapsamlı anlatılmalı. Biz bu noktada TUİD olarak son iki yılda Türkiye ve Ukrayna’nın 10 farklı şehrinde 30’dan fazla forum, yuvarlak masa toplantısı, panel gibi etkinliklerle potansiyel yatırımcılarla buluşarak Ukrayna’nın yeni hikayesini özellikle Türk ve Ukraynalı yatırımcılara anlatmaya çalıştık.

Kamu Özel Sektör İşbirliği(PPP) ülke altyapısının hızla güçlendirilmesinde önemli bir araç olacaktır


İkinci önemli komünikasyon yöntemi sözel değil icraatlarla iletişim. Halk, yapısal reformların yol açtığı kısa vadeli acıları yaşarken, bu reformalara desteğin devam etmesi için olumlu değişimlerin sonuçlarını günlük hayatta hissetmeli. Bunun için kamu hizmetlerinde, başta sağlık ve ulaşım altyapısında kalite artışı görülmeli. Hastane, yol, havalimanı, liman gibi fiziki altyapı geliştirilmeli. Bütçe imkanlarının yetersizliği düşünüldüğünde, Türkiye’de son 15 yılda 150 milyar dolarlık altyapı yatırımının gerçekleştirildiği Kamu Özel Sektör Ortaklığı(PPP) modelinin Ukrayna’da uygulanabilmesi için Ukrayna meclisinde yeni imtiyaz yasasının yasalaşması önem kazanıyor. Türk firmaları, Ukrayna’da PPP projelerine hem know-how hem de sermayeleriyle katılım göstereceklerdir.

Türkiye Ukrayna Serbest Ticaret Antlaşması bir an önce yürürlüğe alınmalıdır

Ukrayna’ya daha çok yabancı sermayenin çekilmesi için bazı katalizör faktörlere ihtiyaç var. Türkiye Ukrayna Serbest Ticaret Antlaşması bu anlamda, bugün için Ukrayna’daki toplam tutarı 2,5 milyar $ bulan Türk sermayesinin birkaç kat artması için katalizör olacaktır. 2007 yılından beri müzakerelerin devam ettiği Serbest Ticaret Antlaşması’nın imzalanması, Türkiye’den Ukrayna’ya greenfield yatırımları artıracağı gibi, ülkenin üçüncü ülkelerden de yatırım alması için katalizör görevi görecektir.

Kamu işletmelerinin özelleştirme süreci hızlandırılmalıdır

Bir başka katalizör faktör özelleştirme olacaktır. Türkiye 2000’den bu yana özelleştirmelerden 60 milyar $’lık gelir elde etti. Doğru özelleştirme politikası hem yeni yatırımlar için bütçeye gelir sağlarken hem de özelleştirilen firmalarda artan verimlilik ve gelişen yönetişim standartları zarar eden kamu işletmelerine bütçeden transferleri sıfırlarken, artan vergi gelirleriyle bilakis bütçeye yeni kaynak girişini sağlayacaktır. IMF ile yapılan protokol gereği 2020 yılına kadar 900 Ukrayna Kamu İşletmesi’nin özelleştirilmesi gerekiyor. Bu sürecin uygun bir biçimde yönetilmesi, ülkeye yabancı sermaye çekilmesi için bir başka katalizör olacaktır.

Tarım arazilerinin alım satımını engelleyen moratoryum kaldırılmalıdır

Ukrayna’ya daha çok yabancı sermaye çekmek için gerçekleştirilmesi gereken beşinci ve son faktör ise tarım arazilerinin alım ve satımı yasaklayan moratoryumun kaldırılmasıdır. Moratoryum nedeniyle küçük çiftçilerin sahip oldukları tarım arazilerini ipotek gösterememeleri sonucunda bankalardan kredi kullanamazlarken bu durum sektörde tekelleşmeye yol açıyor. Yabancı sermayenin bir bölümünü ise, dünyanın en verimli toprağı olan çernozyomun dünya rezervlerinin üçte birine sahip, yine Avrupa’nın ekilebilir toprağının %30’dan fazlasını sınırları içerisinde bulunduran Ukrayna’ya yatırım yapmada çekingen davranıyor. Doğru biçimde oluşturulacak tarım arazileri alım-satım piyasası gelecek on yılda yalnızca tarım sektöründe ülkeye 50 milyar $ kadar ek yatırım gelmesinin önünü açabilir.

Ukrayna’nın yıllık en az %6-7’lik yüksek ve sürdürülebilir büyüme oranlarına ulaşabilmesi için biz önerdiğimiz bu beş maddenin gerçekleştirilmesinin önemli ve öncelikli olduğunu düşünüyoruz. Bu konularda gerçekleştirilen reformlar sonuncuna ülkede artan yabancı sermaye, daha yüksek standartlardaki hukuk sistemi oluşması, jeopolitik riskleri azaltan daha istikrarlı bir siyasi ve ekonomik ortam oluşturması ve yolsuzluğu azaltan yüksek yönetişim standartlarına ulaşılması için de destekleyici olacaktır.

Burak Pehlivan

Bu yazı ilk olarak Amerikan Ticaret Odası’nın Ukrayna’daki yayın organı da olan Business Ukraine dergisinde ”Boosting Ukraine’s investors appeal” ismiyle yayımlanmıştır.