Baltık İş Forumu 2017’de, Türkiye, Ukrayna ve İsveç ön plandaydı

Polonya ve Baltık ülkelerinin iş, siyaset, ekonomi ve akademi  çevrelerinden önde gelen isimlerin katılımıyla, Uluslararası Avrupa Kuzeydoğu Derneği(ENEIA) tarafından her yıl düzenlenen Batlık İş Forumu’nun(BBF)  9.’su Polonya’nın en kuzeybatı şehri, Baltık Denizi kıyısındaki sayfiye şehir Swinoujscie gerçekleşti. Forum, bölge ülkeleri arasındaki siyasi ve ekonomik işbirliğini artırmayı amaçlarken, Baltık, Karadeniz ve Adriyatik Denizleri’nin birbirleriyle entegrasyonuna destek veriyor, bölge için önemli üçüncü ülkelerle ilişkilerin geliştirilmesi içinse bir zemin görevi görüyor. Her yıl bir ülkenin bu amaçla şeref konuğu olarak belirlendiği etkinlikte, bu yıl onur konuğu ülke İsveç’ti. Geçtiğimiz yıl ise bu payeye ülkemiz layık görülmüş, forum esnasında Polonya Ukrayna Ticaret Odası ve Polonya Türkiye Ticaret Odaları’yla  Türk Ukrayna İşadamları Derneği olarak üçlü işbirliği protokolüne imza atmıştık.

Geçtiğimiz bir yıl zarfında kurduğumuz üçlü mekanizmanın sonuçlarını, etkinlikte daha çok gözlemleme imkanım oldu. Organizasyonu düzenleyen ENEIA’nın başkanı Jacek Piechota’nın aynı zamanda Polonya Ukrayna Ticaret Odası’nın(PUTO) eşbaşkanı olması nedeniyle zaten forumda Ukrayna’nın her yıl bir ağırlığı var. Bu yıl Oda’nın 25. kuruluş yıldönümü olması, ve PUTO’nun Ukraynalı eşbaşkanı, Avrupa Meydanı sonrası ülkenin ilk maliye bakanı Aleksandr Şlapak’ın da kalabalık bir heyetle organizasyonu katılması bu ağırlığı daha da artırdı. Gala Gecesi’nde, Ukrayna Bakanları Kurulu kararı ile 2010-13 yılları arasında Polonya ekonomi bakanlığı görevini de yapan Piechota’ya iki ülke ilişkilerine üstün katkılarından dolayı hizmet nişan verilmesi ise süreci taçlandırdı.

Doğu Avrupa ülkelerinde, Türkiye’nin öneminin ve dostluğunun en azından bir dönem yeterince anlaşılamadığı bir gerçek. Aynı sıkıntıyı zamana zaman ülkemizde de görüyoruz. Halbuki mesela, bölgenin en büyük ekonomisi Polonya ile 603 yıllık diplomatik ilişkiler tarihimizde yalnızca 15 yıllık dönemi savaşarak geçirmişiz. Ortak tarihimizin büyük bir bölümünde iyi ilişkilerin ötesine yakın müttefik olmuşuz .Ancak özellikle son yüzyıl bunlar unutulurken, Soğuk Savaş Dönemi’nin olumsuz propagandaları yeni nesillerin düşüncelerinde yer edinmiş. Ukrayna ile özellikle son 7-8 yılda hızla ilerleyen ekonomik ve siyasi ilişkilerimizin benzerini henüz diğer Orta ve Doğu Avrupa ülkelerinde göremiyoruz. Bununla birlikte devletler arası ilişkiler kadar, bu tarz organizasyonlarda işadamlarının, akademisyenlerin, gazetecilerin, düşünce insanalrının bir araya gelmesi, karşılıklı farkındalığın artması ve kaybedilen zamanın daha hızlı telafi edilmesi için imkan sağlıyor. Forumda ülkemize gösterilen ilgi geçtiğimiz yılı aratmayacak düzeydeydi.

BFF 2017’nin organizatörlerinin ifadesiyle forumun en uluslararası, renkli panelinde, Leh Gazeteci Zielinski’nin moderatörlüğünde İsveç, Leh, Ukraynalı ve Çinli işadamları olarak BFF 2017’de Baltık, Karadeniz ve Adriyatik Denizleri’ndeki altyapı yatırımlarının artırılması ve bölge ülkeleri arasındaki işbirliğinin geliştirilmesiyle karşılıklı ve çok taraflı ticaretin nasıl güçlendirilebileceğini tartıştık. Panelde İngilizce yaptığı konuşmamın Türkçe geniş bir özeti ve satırbaşları şöyleydi.

Bir yıl aradan sonra Polonya’nın Baltık Kıyısı’nda, Baltık Business Forumu’nda olmak benim için Türkiye’nin Karadeniz Bölgesi’nden olup, Ukrayna’da yaşayan biri için çok güzel bir duygu. Karadeniz ülkeleri arasında var olan müthiş ulaşım, ticaret ve turizm potansiyelinin ne yazık ki bugüne kadar büyük bir bölümünü kullanamadık. Aynı potansiyelin bir benzerini de Avrupa’nı nDoğusunda, Baltık ve Karadeniz arasındaki kuzey güney ulaşım koridorunda görüyoruz.

Karadeniz’in hem kuzeyinde hem de güneyinde  son yıllarda yaşanan gelişmeler ilerisi için bizim daha umutlu olmamımızı sağlıyor. Kuzeyde, Ukrayna’da, 2014 yılında yaşanan yönetim değişikliği sonrasında ülkenin bağımsızlığının ilk 23 yılında yapılandan daha fazla yapısal reform son 3,5 yıl içerisinde gerçekleştirildi. Ülke,  Dünya Bankası Kolay İş Yapma Endeksinde 2010’da 157. sıradayken bu yıl 80. sıraya yükseldi. 77 basamaklı yükseliş son 7 yıldaki en büyük yükseliş aynı zamanda. Bu dönemde ekonomide istenilen hızda büyüme belki sağlandı ancak gerçekleştirilen reformlar uzun vadeli sürdürülebilir büyümenin önünü açtık.

Ukrayna’nın, IMF ile yaptığı antlaşmaya göre 2020 yılına kadar 900 kamu işletmesini özelleştirmesi gerekiyor, bu işletemler arasında Karadeniz’deki 13 liman da var. Eskiyen altyapıların yenilenmesi ve bu limanların daha iyi işletilmesi için özelleştirme büyük şans, zira Ukrayna’nın bu yatırımları yapacak gücü yok.  Bütçeden aktarılan kaynak da, EBRD, EIB gibi kuruluşların sağladığı finansman da başta yollar olmak üzere diğer altyapı yatırımların gerçekleştirilmesi için yeterli değil. Ukrayna Altyapı Bakanlığı’na göre ülkedeki yolların %97’si ya tamir edilmeli ya da yeniden inşa edilmeli. Bunun için Türkiye’nin son 30 yılda çok başarılı olduğu bir alan kamu özel ortaklığı(PPP) sistemi Ukrayna için güzel bir model oluşturuyor. Türkiye bu sistemle 200’den fazla proje için 150 milyar $’lık kaynak oluşturdu. Havalimanları, tüneller, yollar, hastanler ve daha birçok önemli altyapı yatırımı gerçekleştirildi. Ukrayna PPP yasası EBRD’nin finansmanı ile yazılırken, Ukrayna bu alanda Türkiye’nin deneyimlerinden önemli oranda istifade ediyor. 2015 yılında tüm dünyada gerçekeştirilen PPP projelerinin %44’nün Türkiye’de gerçekleştirilmesi bir tesadüf değil. 3 yıldır özellikle USAID, ACC’nin önderliğinde Ukrayna, Türkiye’yi bu alanda inceliyor. Nitekim şu an Ukrayna ekonomi bakan yardımcısının başkanlığında kamu-özel sektör heyeti Türkiye’de PPP alanında çalışmak için bulunuyor. Ukrayna liman özelleştirmeleri, paralı otoyol gibi alanlara ilgi gösterilmeli.

Karadeniz’in güneyinde, Türkiye’de ise liman özelleştirmeleri gerçekleştirilirken, böylece limanlar daha efektif ve verimli kullanılmaya başlandı. Şimdi bu limanları işleten yatırımcılar, Karadeniz limanları arasındaki işbirliğinin daha da artırılması için çalışırken, Ukrayna’daki liman özelleştirmeleriyle de ilgileniyorlar. Türkiye, ne yazık ki demiryolu altyapısı güçlü bir ülke değil.   İskandinavya’yı, Baltık üzerinden Karadeniz ve Akdeniz’e bağlayacak Viking projesi konuşulurken, Çin Tek yol tek kuşak projesinin denize bağlanma noktasını Karadeniz yaparken, aynı şekilde ambargodan çıkan İran, Avrupa’dan alacağı malları Karadeniz üzerinden almak, bu bölgeye yine de Karadeniz üzerinden mal göndermek isterken, Türkiye tarafındanki demiryolu altyapısı yetersiz. Tüm bu yolların kesişimindeki Trabzon’a demiryolu bağlantısı yok. Yüzölçümü, Ukrayna’nın %40 fazlası olan Türkiye’de çalışabilir durumda yalnızca 12 bin yük vagonu varken, Ukrayna’daki yük vagonu sayısı bunun 10 katı yani 120 bin.  Ancak konuda da ciddi yatırımlar var. Bakü Tiflis Kars *demiryolu hattı çok yakında faaliyete geçecek. Trabzon da eninde sonunda demiryoluna bağlanacaktır.  İşte Türkiye bu yatırımları yaparken, Karadeniz’e yeni birkaç yük limanı inşaatı da devam ediyor. Bunlardan en önemlisi yıllık 25 milyon ton kapasiteli, Batı Karadeniz’deki Filyos Limanının  da birkaç gün içerisinde temeli atılmış olacak. Tüm bu yatırımlar, Türkiye’nin önümüzdeki on yıllara altyapı olarak güzel bir biçimde hazırlandığının bir göstergesi.

Karadeniz’in iki yakasındaki yatırımlar tamamlandığında, Kuzey Güney arasında, hatta yeni ipek yolunu da dikkate alırsak Doğu Batı arasında bir ulaşım koridoru oluşmuş olacak. Böylece Ortadoğu, Orta Asya, Kafkaslar ve İran’ın, Avrupa’ya ticareti Karadeniz-Baltık Koridoru üzerinden daha güçlü bir biçimde gerçekleştirilecek.

Burak PEHLİVAN

*Forum gerçekleştikten sonra, Filyos Limanı’nın temel atma töreni gerçekleştirilirken, Bakü Tiflis Karz demiryolu hattının ilk deneme seferi yapıldı.


Yayımlandı

kategorisi

, , ,

yazarı: