Uluslararası Türk Ukrayna İşadamları Derneği(TUİD) Ukrayna’daki Türk İş Dünyası’nın Sorunları Raporu

kiev-ukrayna

Ukrayna’da iş yapan işadamlarımızın sorunlarını, ülkede iş yapan diğer yabancı ülke işadamlarının ve yabancı sermayeli şirketlerin sorunlarından ayrı düşünmek mümkün değil. Bu nedenle ülkede iş yapmayı zorlaştıran etkenleri genel olarak ele aldıktan sonra, Türkler açısından iş yapmayı kolaylaştıracak parametreleri ortaya koymak daha uygun olacaktır. Ancak şunun da altını çizmek lazım ki, Ukrayna Türkiye dış ticaret hacmini bugünkü 4,6 milyar dolarlık seviyeden, 5 yılda iki ülkenin liderlerinin koyduğu 15 milyar dolarlık hedefe ulaştırabilmek için en önemli gündem maddesi, bu raporun sonunda değinilen ve müzakereleri 2007 yılından beri devam eden Ukrayna Türkiye Serbest Ticaret Antlaşması’nın (STA) bir an önce imzalanmasından geçmektedir. Zira AB ile artık STA’sı olan Ukrayna’ya AB malları gümrüksüz olarak girebilirken, Türk menşeli ürünler yerine göre %12’lere varan  gümrük vergileriyle Avrupalı rakipleri karşısında Ukrayna’da rekabet avantajlarını günden güne kaybetmektedirler.

2013 yılında 183 milyar dolarlık Ukrayna ekonomisinin, bugünkü büyüklüğü yalnızca 88 milyar dolar

Ukrayna ekonomisi 2014 yılında %7’i küçülürken, ülkenin turizm merkezi, Ukrayna’nın yüzölçümünün yaklaşık %5’ini oluşturan ve 2 milyondan fazla nüfusa sahip Kırım, Rusya Federasyonu tarafından ilhak edildi.  Ülke sanayinin %15’inin bulunduğu ve ihracatın %25’ini gerçekleştiren, Donetsk ve Lugansk illerinin oluşturduğu Donbass bölgesinin önemli bir bölümünün fiili kontrolü ise bugün merkezi hükümetin elinde değil. Milli gelir ve nüfus küçülürken, borçların yine de Ukrayna’nın üzerinde olması ve hızla bozulan ekonomi dolar bazında ülkenin borçluluk oranını %40’lardan %100’lere çıkardı.  2015 yılında ise  küçülme oranı %9,9 olarak gerçekleşti. 2013 yılında 183 milyar dolarlık Ukrayna ekonomisi 2016 yılı başı itibarıyla 88 milyar dolarlık ekonomik büyüklüğe sahip. Ukrayna’nın para birimi grivna Amerikan doları karşısında %70 oranında devalüe olarak son bir buçuk yılda dünyada en çok değer kaybeden para birimlerinden biri olmasına rağmen, toprak kayıpları ve genel istikrarsızlık yüzünden ihracatta da ciddi daralma meydana geldi. Küçülen ekonomi ve düşen alım gücü ise çoğu ithalatçı olan Türk sermayeli firmalarının pazarlarını küçültürken, azalan satışlar ve yüksek devalüasyon yabancı sermayeli firmaların, özelinde ise konumuz olan Türk firmalarının 2014 yılında ve devam eden 2015 yılında ciddi zararlar yazmasına yol açtı. Her ne kadar 2016 yılında %1, %1,5 gibi alçakgönüllü bir büyüme oranı beklense de, halkın alım gücündeki düşüş devam ediyor. Yerel para biriminde dövize karşı sağlanan istikrar ise son bir iki aydır bozulmuş durumda.

Yeni vergi kanunu çıktı, lisanslar azaltılıyor, regülasyonlar basitleştirilmeye çalışılıyor

Yapısal reformlar yapmanın ve bunları uygulamanın ülke açısından artık bir tercih değil, zorunluk olduğunu bilen ve tercihini Batı’dan yana koyan yeni Ukrayna liderliği iş dünyasının genel sorunlarını çözme yolunda önemli bazı adımlar attı. Geçmişte yabancı sermayeli şirketlerinde az da olsa başına gelen ve “Reydır Atak” olarak isimlendirilen, firmaların kısmen hukuk, kısmen cebir yoluyla ele geçirilmesini sağlayan yöntemler elimine edilerek yabancı sermayeye güven verilmeye çalışılıyor. Hukukun üstünlüğü tesis edilmesi yolunda adımlar atılırken, gereksiz regülasyonlar ortadan kaldırılarak, vergi kalemi ve kontrol organı sayısı azaltılıyor; lisansların alımı kolaylaştırılırken, lisans sayısında ciddi oranda kesintiye gidiliyor. Vergi mevzuatı basitleştiriliyor. Tüm bu sayılan alanlar, Türk şirketlerinin de sorun yaşadığı alanlar. Reform süreci devam ettikçe Ukrayna’da iş yapmak daha da kolaylaşacaktır. Nitekim Ukrayna Dünya Bankası kolay iş yapma endeksinde 2010 yılında 157. sıradayken, geçtiğimiz yıl 83.’ü sıraya yükseldi.

Gümrüklerde, zaman zaman haksız indikatif fiyat uygulamalarıyla karşılaşılıyor

Gümrükler Türk firmalarının sorun yaşadığı bir başka alan. KDV ve gümrük vergisi kaybını önlemek adına Ukrayna gümrük teşkilatı indikatif/emsal fiyat uygulaması yapıyor. Ancak malın fiyatının gerçekten düşük olduğu ve faturanın doğru olduğu durumlarda bile, ithalatçı firmalar beyan ettikleri faturalarda yükseltme yapmaya zorlanıyor. Bu ise firmalarımızın maddi kayıplarına yol açıyor. Daha şeffaf bir gümrük sistemi, Türk ve Ukraynalı gümrük makamları arasında daha iyi bir koordinasyon, düzgün çalışan firmalarımızın daha rekabetçi olmasının önünü açacaktır.

Türk firmalarının karşılaştığı bir başka sorun ise, Ukrayna hazinesinin yeterli imkâna sahip olmamasından da kaynaklan, ülkede üretim yapıp ürünlerini, ihraç eden firmalarımızın devletten KDV alacaklarını almada karşılaştığı sorunlardır. Firmaların çoğu değil KDV iadelerini nakit olarak geri almak, çoğu zaman vergi, SSK gibi yükümlülükleriyle bile KDV alacaklarını mahsup edemiyorlar.

Türk Havayolu şirketleri, kolay ulaşılabilirlik sağlayarak, Türk işadamlarına rekabet avantajı getiriyorlar

Türk işadamına, girişimcisine Ukrayna’da iş yapmada avantaj sağlayan etmenlerin en başında bu ülkenin kolay ulaşılabilir olması geliyor. İstanbul’dan, yalnız başkent Kiev’e değil, Harkov’a, Lvov’a, Herson’a, Odesa’ya, Dnipro ve son olarak Zaporoje’ye başta THY’nin, Türk Havayolu şirketlerinin seferleri var. Atlasglobal ise, bir Ukrayna şirketi olarak burada faaliyetlerine başladı. 2016 Mart ayında Ivano-Frankovsk-Istanbul seferlerine THY başlarken, seferin başladığı gün Dnipro-İstanbul THY seferleri, bir ay sonra ise Türk Havayolları’nın Ivano-Frankovsk-Istanbul uçuşları teknik gerekçeler gösterilerek iptal edildi. Zira birçok sektörde olduğu gibi Ukrayna’da havacılık sektöründe de tekelleşme var ve bu haksız rekabete yol açıyor. Tekel konumundaki firma dolaylı yollarla ne yazık ki Atlasglobal’a Odesa, Kiev gibi hatlardan İstanbul’a uçuş imkanı vermezken, Türk Havayolları’nın ise önünü kesiyor. THY başta olmak üzere, şirketlerimizin mevcut hatlarda daha fazla uçma ve yeni hat açma taleplerine zorluklar çıkarılıyor. Hâlbuki daha çok uçuş iki ülke için karşılıklı olarak daha fazla turist ve daha çok işadamı ve daha çok ticaret demek.

Türkiye Ukrayna Serbest Ticaret Antlaşmasının imzalanması hayati öneme sahiptir 

Aslında bu ortak sorunla 1 Ağustos 2012’de vizelerin karşılıklı olarak kalkması ve iki ülke vatandaşlarının 60 güne kadar seyahatlerinde vizeye ihtiyaç duymaması, kişilerin serbest dolaşımı önündeki engelleri kaldırdı. Ancak bir başka önemli nokta ise artık imzalanması son aşamaya gelen Ukrayna Türkiye Serbest Ticaret Antlaşmasının(STA) yürürlüğe girmesidir böylece mal ve hizmetlerin de serbestçe dolaşımı sağlanacaktır.

Ukrayna’nın dış ticarette bu yıl iki önemli olaya tanıklık ettik. Bunlardan birincisi 2014 yılında Ukrayna ile AB arasında imzalanan Serbest Ticaret antlaşması 1 Ocak 2016 tarihinden itibaren yürürlüğe girerken, temmuz ayında ise Kanada ile Ukrayna arasında Serbest Ticaret Antlaşması(STA) imzalandı. BDT ülkeleriyle var olan anlaşmaları saymazsak bu serbest ticaret antlaşmaları Ukrayna’nın bu alanda yaptığı ilk antlaşmalar. Ukrayna’nın dış ticarette yeterince liberal bir politika izlememesi kuşkusuz ülke içi rekabeti kıstılarken, ihracatçı firmaların da dış açılımını zorlaştırıyor. Ukrayna, 2007 yılından beri Türkiye, 2010 yılından bu yana ise İsrail ile Serbest Ticaret antlaşması görüşmelerini südürüyor.

Ukrayna’nın AB ile yaptığı antlaşmaların olumlu etkileri henüz hissedilmiyor. Bilakis özellikle Rusya pazarının kaybıyla Ukrayna’nın dış ticaretinde hızlı bir daralma var. Ukrayna’nın ihracatı 2015 yılında bir önceki yıla göre %29,3 küçülerek 38.1 milyar $’a gerilerken, ithalat ise %31 azalarak 37,5 milyar dolara düştü. 2016 yılının ilk 8 ayında da düşüş trendi devam ediyor. AB ile yapılan antlaşmayla ilgili sıkıntılar iş dünyası tarafından dile getirilmeye başlandı. Zira Ukraynalı üreticilerin AB’nin yüksek standartlarına kısa sürede ulaşması mümkün değil. STA’nın en önemli artısı olacak, AB’den Ukrayna’ya doğrudan yatırımlar ise ülkedeki siyasi ve ekonomik belirsizliklerden dolayı istenilen hızda gerçekleşmiyor. Avrupa Birliği’den yatırımcılar Ukrayna konusunda bankaların risk algısının yüksekliği ve firma yönetim kurullarının karar alma süreçlerinin uzunluğu yüzünden bugün için Ukrayna’da oluşan fırsatları değerlendirme konusunda ağır kalıyorlar.

Kanada Ukrayna STA’sı psikolojik açıdan çok önemli

Kanada Ukrayna STA’sı tabii ki önemli, her şeyden önce Kanada gibi bir ülkenin Ukrayna’ya tam desteğini gösteriyor. Ancak uygulamada, ekonomik anlamda etkilerinin Türkiye ile imzalancak Serbest Ticaret Antlaşması gibi olması mümkün değil. Her şeyden önce Kanada 7000 km uzakta ve  bu lojistik olarak ticareti kısıtlayan bir faktör. Bir diğer faktör ise Kanada’ya Ukrayna geçtiğimiz yıl yalnızca 36 milyon $’lık ihracat yapıldı. Halbuki Ukrayna’nın Türkiye’ye ihracatı geçen yıl 3,6 milyar dolar, yani Kanada’ya yaptığı ihracatın 100 katı. Aynı şekilde ikili dış ticaret hacmi ise 236 milyon dolar olarak gerçekleşmiş, bu ise Türkiye Ukrayna dış ticaretinin %5’ine karşılık geliyor.  Ukrayna’daki Kanada sermayesi ise yalnızca 72 milyon dolar, Türk firmalarının yatırımları ise 2 milyar doların üzerinde.

Türkiye ve Ukrayna iki dost ve komşu ülke. 600’ün üzerinde Türk firması burada yatırım yaptı ve ülkede iki yıldır devam eden dramatik ekonomik küçülmeye rağmen birçok firmamız burada faaliyetlerini sürdürüyor, hatta yatırımlarına devam ediyor. Turkcell/Lifecell, geçen yıl ülkedeki en büyük yabancı sermaye yatırımcısı olurken, en büyük devlet ihalesini şeffaf bir biçimde kazanarak, özelleştirme konusunda da çok iyi bir örnek teşkil etti

Ukrayna’nın, Rusya Federasyonundan sonraki en büyük ikinci ihracat pazarı Türkiye, yıllardır Ukrayna en büyük dış ticaret fazlasını Türkiye ile ticaretinde veriyor

Açıkçası Ukrayna’daki Türk yatırımları oldukça güçlü, aynı şekilde Ukrayna’nın Türkiye’ye ihracatı da. Ülkenin Rusya’dan sonraki en büyük ikinci ihracat pazarı Türkiye ve yıllardır ülke en büyük dış ticaret fazlasını Türkiye ile ticaretinde veriyor. Son 15 yılda Türkiye ile yapılan ihracatta 33 milyar dolar dış ticaret fazlası verildi. Buna karşılık ülkemiz, Ukrayna’ya en çok ihracat yapan ilk 10 ülke arasında bile yer almıyor. Bu doğru ve sürdürülebilir bir durum değil.

Hal böyleyken, zaten potansiyelin çok altında bulunan ikili ticaret hacminin istenilen seviyelere yükselmesi, ancak Ukrayna ile Türkiye arasında STA’nın bir an önce imzalanıp, yürürlüğe girmesiyle mümkün. Bunun için bugünkünden daha uygun bir jeopolitik ve siyasi durumun yakalanması zor.

Ukrayna Türkiye STA’sı, Türkiye’den Ukrayna’ya doğrudan yatırımlarda büyük artış meydana getirecektir

Ukrayna ile Türkiye arasında imzalanacak STA yalnız karşılıklı ticareti artırmayacak, Türkiye’den bu ülkeye doğrudan yatırımlarda da büyük artışa yol açacaktır. Nitekim Mısır ile Türkiye arasında imzalanan STA öncesi bu ülkedeki Türk yatırımları yalnızca 50 milyon dolarken, bu rakam bugün 2 milyar doların üstüne çıkmıştır. Türkiye’de bugün asgari ücret nette aylık 450 dolar civarında ve birçok AB üyesi ülkenin bile üstünde. Bazı firmalarımızın, üretimlerinin bir bölümünü rekabet avantajını kaybetmemek adına yurtdışına taşıması gerekiyor. Elbette ülkemizden bu türlü bir sermaye çıkışı hiçbirimiz istemeyiz, ancak bu illa olacaksa bunun, Türkiye’nin komşusu, dört AB ülkesi ile sınırı olan ve AB ile STA antlaşmasını yürürlüğe koymuş bir Ukrayna’ya olması tercihimizdir. Ukrayna’da bugün net asgari ücret yalnızca 60 dolar ve bunun kısa ve orta vadede hızla artması mümkün değil. Dolayısıyla Türkiye Ukrayna arasındaki STA yalnız iki ülke arasındaki dış ticareti artırmayacak, Ukrayna’nın çok ihtiyaç duyduğu doğrudan yatırımlar noktasında, bu ülkeye Türkiye’den sermaye ve belki de daha önemlisi birçok üretim alanında know-how transferini de sağlayacaktır.

Ukrayna’da ekonomik ve siyasi istikrarının bir türlü sağlanamamasına rağmen Türk firmalarının hızlı karar süreçlerine sahip olmaları, büyük çoğunluğunun geniş yönetim kurulları tarafından değil patronlar tarafından yönetilmeleri, mevcut zor yatırım iklimine rağmen birçok Türk firmasının Ukrayna’ya yatırım yapmalarını sağlayacaktır. Tekstil, ağaç işleme ve gıda gibi sektörler başta olmak üzere Ukrayna’ya Türk yatırımcıların ilk etapta 100’ün üzerinde üretim tesisini kurmaları uzak bir olasılık değil. Ancak hiçbir Türk yatırımcı Türkiye’den Ukrayna’ya buradaki tesisleri için hammadde ya da yarı mamul sokarken ya da burada üretilen ürünleri, Türkiye’ye ihraç ederken iki aşamada da STA olmamasından kaynaklana gümrük vergileriyle maliyetlerini artırmayı göze almak istemez. Türk firmalarının, Ukrayna’ya, hem de Ukrayna’nın yatırıma oldukça ihtiyaç duyduğu böyle bir dönemde yatırım yapmasının anahtarı bir an önce Türkiye Ukrayna Serbest Ticaret Antlaşması’nın imzalanmasıdır.

İki ülke iş dünyasının ve iş derneklerinin tek tek sorunlara odaklanmaktansa, bu antlaşmanın imzalanması doğrultusunda lobi faaliyetlerinde bulunması iki ülkenin de işadamlarının da yararına bir adım olacaktır. Aynı şekilde Türk havayolu şirketlerinin önünün açılması mevcut sefer sayısının ve çeşitliliğinin artırılması da kritik bir öneme sahiptir ve bu konudaki lobi çalışmaları her alanda hızlandırılmalıdır.

Saygılarımla,

Burak Pehlivan

Uluslararası Türk Ukrayna İşadamları Derneği(TUİD)

Yönetim Kurulu Başkanı


Yayımlandı

kategorisi

yazarı:

Etiketler: