Litvanya Ekonomisi ve Türk İş Dünyası, Burak Pehlivan

IMG_3991

II. Dünya Savaşı sonrasında, yaklaşık 50 yıl Sovyetler Birliği’nin parçası olan üç Baltık cumhuriyeti Litvanya, Estonya ve Letonya, birliğin en özgür ülkeleri, adeta Batı’ya açılan bir penceresi olarak kabul edilmiş. Sovyetler Birliği’ni hiçbir zaman benimsemeyen bu üç ülkenin 90’lı yılların başında birbiri ardına bağımsızlık ilanlarıysa birliğin tarih sahnesinden ayrılışınının ana katalizörü oldu. Bugün hem NATO’nun hem de AB’nin bir parçası olan bu üç ülkede, son 20 yılda gerçekleştirilen ve Avrupa Birliği’nin cömert fonlarıyla desteklenen yapısal reformlarla planlı ekonomiden, serbest piyasa ekonomisine geçilirken halk geniş bir refah düzeyine ulaştı.  Bu süreçte, yalnızca Litvanya kişi başına 10 bin dolara yakın yabancı sermaye çekti. Bir zamanların güçlü Litvanya Polonya Krallığını oluşturan bu Baltık milletlerinin dünya siyasetindeki ağırlığı bugün kuşkusuz 14. yüzyıldaki gibi değil ancak bu ülkeler jeopolitik konumları, bilgi-işlem teknolojilerindeki gelişmişlik düzeylerinin yanı sıra yüksek eğitimli ve hareketli işgüçleriyle ön plana çıkıyorlar. Kuzey ülkeleriyle aynı değerler düzleminde paylaştıkları kadın erkek eşitliği, insan hakları ve basın özgürlüğü gibi kavramlara verdikleri önem ise dikkat çekiyor.

2012 yılında, Varşova’da, Uluslararası Türk Ukrayna İşadamları Derneği(TUİD) olarak Polonya Türk İşadamları Derneği(POTİAD) ile, Doğu Avrupa’daki Türk işadamı dernekleri arasında bir iletişim platformu olacak Doğu Avrupa Türk İşadamları Dernekleri Birliği(DAİB) projesi için yola çıkarken, kuşkusuz Baltık Cumhuriyetlerindeki iş dünyamızı da birliğin bir parçası olarak öngörmüştük. Sonuçta Macaristan, Yunanistan, Romanya, Çek Cumhuriyeti ve Slovakya gibi ülkelere seyahatlerimiz olmuş buralarda, büyükelçilerimiz tarafından kabul edilirken, iş dünyamızın temsilcileriyle, ticaret müşavirlerimizle bir araya gelmiştik. 2013 yılının sonundan itibaren Ukrayna’daki hızlı değişimler bu ülkede sıkıntı ve problemleri bununla birlikte ise ülkemiz ve iş dünyamız için bazı fırsatları da beraberinde getirmişti. Bu süreci gerek Ukrayna’nın, gerekse Türkiye’nin birçok şehrinde yaptığımız toplantılar, konferanslar, forumlar ve paneller gibi etkinliklerle değerlendirdik. Ancak coğrafyamızdaki son gelişmeler ki bunlardan bir tanesi, Polonya’da eylül ayında gerçekleşecek ve TUİD’in onur konuğu olduğu bu yıl 9.’su düzenlencek Baltık Forumu’nun yaklaşmasıdır,  DAİB projesi kapsamındaki çalışmalarımızı tekrar gündeme getirmemize yol açtı. Bu çerçevede Baltık ülkelerinin en büyüğü olan, Litvanya’nın başkenti Vilnius’a bir çalışma ziyareti gerçekleştirdim. 

Türkiye, bağımsız Litvanya’nın dış dünyada en büyük destekçileriden biri olurken, Litvanya Türkiye’nin AB üyeliğini güçlü bir biçimde destekliyor. 

Letonya, Belarus, Polonya ve eski adıyla Königsberg yeni adıyla ise Rusya’nın Kaliningrad Bölgesi ile komşu olan Litvanya, 2004 yılında hem Nato’ya, hem de AB’ye üye olurken, 2007 yılında Schengen’e, 2015 yılında ise Euro Bölgesi’ne 19. ülke olarak kabul edildi. Türkiye’nin gerek Litvanya’nın bağımsızlığını en önce tanıyan ülkelerden birisi olması gerekse bu ülkenin NATO üyeliğini güçlü ve açık bir biçimde desteklemesi, Litvanya’da Türkiye’ye büyük sempatiyle bakılmasına yol açmış. Nitekim 15 Temmuz darbe girişimi sonrası 28 üyeli Avrupa Birliği’nden ülkemize dayanışma ziyareti için gelen ilk dışişleri bakanının Litvan olması tesadüf değil. Her ne kadar 2005 yılında, ‘’sözde Ermeni Soykırımı’’na ilişkin bir tasarı Litvan Parlamentosundan geçse de bu yanlışlığın ikili siyasi ve ekonomik ilişkilere etkisi sınırlı kalmış. 

Vilnius’daki temaslarım çerçevesinde ilk olarak Türkiye Cumhuriyeti Vilnius Büyükelçisi Aydan Yamancan hanımefendi tarafından kabul edilirken, ziyarette TC Vilnius Ticaret Müşavirimiz Muhammet Karakaya’nın yanı sıra Dış Ekonomik İlişkiler Kurulu(DEİK) Belarus Türkiye İş Konseyi Başkanı Sefa Gömdeniz’in de bulunması güzel bir sürpriz oldu. Büyükelçi Yamancan’ın diplomatik kariyerinin önemli bir bölümü Polonya ve Çek Cumhuriyeti gibi Doğu Avrupa ülkeleriyle, Almanya gibi bu coğrafyada önemli söz sahibi olan bir ülkede geçmiş. İki yılı aşkın bir süredir yürüttüğü Vilnius büyükelçiliğiyle daha da şekillenen bölgeye ilişkin engin bilgi ve deneyimlerinden kaynaklanan aktarımları, biz konuklarının ülkeyi ve bölgeyi anlaması açısından oldukça faydalı oldu.

IMG_4002

Ticaret müşavirimiz Muhammet Karakaya ile ayrı bir toplantıda bölgedeki Türk iş dünyamız, Litvanya ekonomisi ve Litvanya Türkiye ekonomik ilişkileri konusunda geniş bir değerlendirme yapma imkanı bulduk. Türk Havayolları Litvanya ülke müdürü Serkan Binyar’dan turizm ve hava ulaşımı konusuda bilgi alırken, Anadolu Ajansı’nın yalnız Litvanya değil, Vilnius merkez olmak üzere, Estonya, Letonya ve Polonya’dan sorumlu ve 4 yıldır bu coğrafyaya ilişkin çalışma yürüten muhabiri Rüstem Mikayilli ile yaptığımız ufuk turu ise Litvan kültürünü, günlük yaşamını ve tabii ki medyasına anlama noktasında kuşkusuz önemli katkı sağladı. 

Avusturya gibi Doğu Avrupa’da iddialı bir ülke tasarruf nedeniyle dış temsilciliklerinde kesintiye giderken, bizim mekan ve kadro olarak bu coğrafyada genişlememiz çok doğru ve vizyonist bir adım

Vilnius Büyükelçiliğimiz dönemin diplomatlarının vizyonu, Litvanya’da ilk diplomatik temsilcilik açan ülkelerden biri olmamız ve bu ülkede Türkiye’ye duyulan saygının da etkisiyle  belki de şehrin en merkezi noktasında, ülkemizin büyüklüğüne yakışan bir yerde. Üstelik bu bina o dönemde oldukça makul bir maliyetle devletimize kazandırılmış. Aynı şekile Ticaret Müşavirliğimiz de ülkemizin gücünü yansıtıyor. Avusturya gibi Doğu Avrupa’da yüzyıllardır iddia sahibi bir ülke tasarruf nedeniyle Vilnius Büyükelçiliğini kapatırken, bizim yurtdışı temsilciliklerimizin mekan ve kadro olarak özellikle bu coğrafyada gelişmesi çok doğru bir yaklaşım. Türkiye dış ticaretini artırırken, yumuşak gücünü de hak edilen seviyeye taşımak istiyorsa şüphesiz dışarıdaki kurum ve kuruluşlarını her alanda güçlendirmeli. 

LT_EU

550 milyon dolarlık karşılıklı dış ticaret hacmi, Türkiye ve Litvanya’nın ekonomik potansiyelini yansıtmıyor 

Bir zamanlar Avrupa’nın en büyük ülkesi olan Litvanya bugün belki küçük bir ülke ama Türkiye ve Ukrayna için önemi büyük. Ukrayna’nın, Batı ailesi içerisinde en önemli destekçilerinden biri olan, adeta sözcülüğünü yapan Litvanya, Türkiye’nin AB üyeliğini ise güçlü bir biçimde destekliyor. Litvan uzmanların, yeni Ukrayna’nın kuruluş sürecinde önemli bir rol oynadığını hatta bir önceki kabinenin reformist ekonomi bakanı Abrovamiçus’un Litvan kökenli olduğunu da burada yeri gelmişken hatırlatmak gerek. Litvanya Ukrayna dış ticaret hacmi oldukça küçük ama buna karşılık Türkiye’nin bu ülkeyle dış ticaret hacmi 2015 yılında 550 milyon dolar olarak gerçekleşmiş. Bu ülkeye ağırlıklı olarak mücevherat, otomotiv, makine ve tekstil satarken bu ülkeden ise ağaç ürünleri, buğday ve demir-çelik ürünleri satın alıyoruz. Her ne kadar dış ticaret hacmimiz artan bir trend izlese de 65 milyar dolarlık dış ticaret hacmi olan Litvanya’nın dış ticaretinde aldığımız pay %1 bile değil. 2015 yılında 34 milyar dolarlık ithalat yapan Litvanya’ya yalnızca 245 milyon dolarlık ihracat yapmak bize yakışmıyor.

Vilnius-Lithuania-651598

Toplamda 6,2 milyon nüfusa sahip üç Batlık ülkesinin ekonomik büyüklüğü, 40 milyondan fazla nüfusa sahip Ukrayna’dan daha büyük 

Litvanya ne yazık ki diğer Baltık ülkeleri gibi iş dünyamızın gündemine yeterince girmemiş bir ülke. İnsan inanmakta zorluk çekiyor ama bu ülkelerde yurtdışı devlet teşviklerinden yararlanan firma sayımız yalnızca bir.  Halbuki üç Baltık ülkesini topladığımızda 6.2 milyonluk bir nüfus ve 91 milyar dolarlık bir ekonomik büyüklük yapıyor. Buna karşılık, bugün itibarıyla Ukrayna’nın GSMH’si yalnızca 88 milyar dolar ve bu üç Baltık ülkesinin toplam milli gelirinin gerisinde kalıyor. 40 milyondan fazla nüfusu olan Ukrayna’nın toplam ithalatıysa nüfusu yalnıza 2 milyon 900 bin olan Litvanya’ya neredeyse eşit. AB ve Rusya’nın ekonomik olarak zor yıllar geçirmesi dış ticaretinin neredeyse %90’ını AB ve BDT ülkeleriyle yapan Litvanya başta olmak üzere bu ülkelerde ekonomik büyümeyi yavaşlattı. Bu ise pazar giriş eşik değerlerini düşürürken,  pazara giriş için firmalarımıza tarihi bir fırsat sunuyor. 

Litvanya’da yüksek bir eğitim düzeyi var, nitelikli eğitime önem verilmesi tarihsel bir süreç. Kuzey ülkelerinin en eski yüksek öğrenim kurumu Vilnius üniversitesine ev sahipliği yapılıyor olması tesadüf değil. Bilgi işlem teknolojilerine yapılan yatırımlar, yabancı yatırımcılara sunulan teşvikler ve uygun yatırım ortamı Western Union, Barclays, IBM gibi global devlerin bu ülkede önem merkezler açmasını sağlamış. Biyoteknoloji ülkede önem verilen bir başka sektör olmuş. Bununla birlikte gençlerin daha üniversite yıllarından itibaren Norveç, İngiltere, Almanya gibi Avrupa ülkelerine gitme eğilimi, eğitimleri esnasında veya sonrasında bu ülkelere göç etmeleri, yüksek eğitimli genç nüfusun kaybedilmesi riskini de beraberinde getiriyor. 

Ülke yönetiminin, Rusya’nın Kırım’ı ilhaki ve yine Rusya’nın Ukrayna politikası karşısındaki sert retoriği, Batı’nın yaptırımlarına yalnızca katılmakla kalınmayıp, bu yaptırımların bayraktarlığınının da yapılmasının etkisiyle Rusya’nın uyguladığı karşı yaptırımlar, Litvanya’nın ihracatçı sektörlerini vurmuş. Ruslar’ın alım güçlerinin düşmesine paralel bu ülkeyi daha az ziyaret etmesi ise turizm sektörüne önemli zarar vermiş. Ancak şunu belirtmek gerek ki kişisel gözlemim halk arasında kesinlikle bir Rus karşıtlığı yok. Nüfusun yalnızca %6’sı Rusken, resmi istatistiklere göre nüfusun %60’dan fazlası Rusça’yı oldukça iyi düzeyde konuşabiliyor. Kişisel gözlemim yaşı 30’un üstünde olanlar Rusça konuşurken ya da konuşmayı tercih ederken, gençler  daha ziyade İngilizce konuşuyor. Ben de  yeri geldiğinde Rusça yeri geldiğinde ise İngilizce olarak muhataplarımla rahatça anlaştım. 

Trakai-castle-Lithuania

THY en başarılı havayolu şirketlerinin başında gelirken, Litvanların turizmde en çok tercih ettikleri ülke Türkiye

Litvanyalılar’ın turizm olarak en çok tercih ettiği ülke Türkiye. Geçen yıl 100 binden fazla Litvan ülkemizde tatilini değerlendirmeyi seçmiş. Bu tercihte hiş kuşkusuz ülkedeki en büyük ve başarılı havayolu şirketlerinden birinin Türk Havayolları olmasının da etkisi var. THY Litvanya müdürü Serkan Binyar’ın aktardığına göre yılda ortalama 40 bin kişiyi İstanbul’a ve İstanbul üzerinden dünyanın pek çok farklı noktasına taşıyorlar. Transit oranıı ise %55-60 gibi oldukça yüksek bir düzeyde. THY bu ülkede de birçok ülkede olduğu gibi iş dünyamıza kolay ulaşabilirlik sunarak önemli bir avantaj sağlıyor. Ülkemizde son dönemlerde yaşanan sıkıntılara rağmen yolcu kaybı yaşanmaması hatta hava trafiğinde artış yaşanması ise memnuniyet verici. İstanbul hakikaten güçlü bir bağlantı noktası olarak ortaya çıkıyor ve bu sürecin artık geri döndürülmesi mümkün değil. Yeni Havalimanıyla birlikte Baltık ülke başkentleriyle İstanbul arasında günlük olan sefer frekansları yukarıya doğru güncellenecektir. 

Litvanya’da 250 kadar Türkiye Cumhuriyeti vatandaşı yaşıyor. İşadamları ve esnafın bir bölümü St Petersburg üzerinden, bir bölümü AB üyesi başka ülkelerden gelen bir diğer bölümü ise Erasmus programıyla buraya öğrenci olarak gelip daha sonra yerleşen kişiler. Bugün de 1000’in üzerinde Türk öğrenci Erasmus çerçevesinde Litvanya üniversitelerinde eğitimlerine devam ediyor. Bu programın Avrupa içerisinde farklı kültürlerin, milletlerin birbirlerini daha iyi tanıması açısından önemli bir vazife gördüğü bir gerçek. Bu programlar sayesinde bu ülkeleri tanıyan öğrenciler bugünün ve geleceğin girişimcileri, profesyonelleri olarak okudukları ülkelerle Türkiye arasındaki ekonomik faaliyetlere güç katıyorlar ve gelecekte de katacaklar. 

Türk Baltık İşadamları Derneği’nin kurulması iş dünyamıza büyük katkı sağlayacaktır 

Türkiye Litvanya İşadamları Derneği yok, Vilnius’ta yaptığım görüşmelerde bu bölgede bir işadamı derneğinin olmamasının eksiklerinin farkında olunduğunu gördüm. Evet işadamı sayısı oldukça sınırlı, nitekim daha önce belirttiğim gibi yurtdışı devlet teşviklerinden yararlanan Baltık ülkelerinde yalnızca bir Türk firmamamız var. Anlı şanlı perakende firmalarımız bile ne yazık ki bu ülkeleri yatırım radarlarına almamışlar, belli ki dünyanın bu bölgesinde de yapacak çok iş var. Halbuki bu üç ülke bir arada düşünüldüğünde büyük bir potansiyel göze çarpıyor.  Bölgede iş yapan ülkemize malolmuş birkaç firmamıza, Türk Havayolları ofisleri ve diğer belli başlı işadamlarıyla, Türkiye’den de özellikle DEİK tabanlı birkaç firma eklendiğinde, büyükelçiliklerimizin himayesi ve ticaret müşavirliğimizin desteğiyle bir Türk Baltık İşadamları Derneği’nin kurulması kesinlikle yararlı olacaktır. Böylece Baltık ülkelerinin makamları, buradaki yerel ve uluslararası iş dernekleri kendi ülkelerinde sahada, ülkemiz iş dünyasını temsil eden bir kurumla muhatap olma imkanına sahip olacaklardır. Derneğin merkezinin üç ülkeden en büyüğü olan ve kurumlarımızın çoğunun da yer aldığı Vilnius’ta mı yoksa bu ülkelerin coğrafi merkezi Letonya’nın başkenti Riga’da mı olması gerektiği ise sanırım derneğin kurucularının karar vereceği bir konu.  Biz de TUİD olarak böyle bir projede  sahip olduğumuz bilgi ve birikimi paylaşma noktasında elimizden geleni yaparız. 

BsqN5jOCEAA2LTS_thumb_169_1406126191_1406126126_800_450_c1

Kuzeyimizde yeni ulaşım koridorları oluşuyor, Türk iş dünyası olarak şimdiden pozisyon almalıyız

Evet Türkiye ve Litvanya arasındaki ticaret hacmi yalnızca 550 milyon dolar ancak iki ülke arasındaki ticaret potansiyeli yalnızca ikili ticaretle sınırlı değil. Özellikle Kuzey ülkelerini, Baltık cumhuriyetleri, Belarus ve Ukrayna üzerinden Türkiye ve Ortadoğu’ya bağlaması düşünülen Viking projesi, Litvanya’nın Klaipedia Limanı’nı çok önemli bir transit noktasında olarak konumlandıracaktır. Avrupa Pazarları’na çıkmaya çalışan İran da; mallarını İran’a, Ortadoğu ve Kafkas ülkelerine satmaya çalışan Doğu ve Kuzey Avrupa ülkeleri için de bu ulaşım koridoru çok önemli. Aynı şekilde Ukrayna’nın 13 Karadeniz Limanının özelleştirilmesinin önündeki anayasal engellerin kaldırılması, Türkiye’nin Karadeniz liman kapasitelerinin artırılması ve buralara gelen raylı sistemlerin geliştirilmesi bölgedeki doğrudan ve transit ticarette çok ama çok büyük fırsatlar oluşturacak. Ukrayna’ya Rusya üzerinden uygulanan transit ambargosunun devamı ise bu koridora akan yük miktarına katkıda bulunacaktır. Kuzeyimizde yeni bir yapı oluşuyor, başta Litvanya olmak üzere Baltık ülkelerinin önemi bu süreçte nüfuslarının da yüzölçümlerinin de çok ötesinde artıyor. İş dünyamızla bu yeni düzende oyun kurucu ülkelerden biri olmalıyız ve elbette olacağız. 

Burak PEHLİVAN

Yorumlar

“Litvanya Ekonomisi ve Türk İş Dünyası, Burak Pehlivan” için bir yanıt

  1. Sinan Yıldız avatarı
    Sinan Yıldız

    Sayın PEHLİVAN;
    Yurt içinde çok yüksek miktarda altyapı-yol-endüstriyel tesis-üst yapı konularında iş bitirme sahibi firmayız.Bu zamana kadar genel olarak alt yüklenici kategorisinde işlerimizi başarıyla tamamladık,ancak artık ana yüklenici olarak inşaat yapım işlerinde BDT-Baltık ülkeleri gibi gelişmekte olan pazarlarda iş fırsatları olduğunu görmekle birlikte, güçlü ve bölgesel deneyimi yüksek kılavuzlarımız olması gerektiği kanaatine vardık.Bu bağlamda Ukrayna-Litvanya-Estonya-Letonya-Sırbistan-Bosna Hersek-Arnavutluk-Makedonya-Rusya-Özbekistan-Birleşik Arap Emirlikleri-Sahra Altı Afrika Ülkeleri gibi pazarlara açılarak, büyümek ve iş yapmak istiyoruz.Değerli görüş ve önerileriniz için sizinle bağlantıya geçmek arzusundayız;
    Saygılarımızla.
    Sinan YILDIZ
    İnşaat Mühendisi
    0 554 550 53 09

    1. burakpehlivan avatarı
      burakpehlivan

      Sinan Bey merhaba, bana linkedin’den yazabilirsiniz. Başarılar.