Türkiye Ukrayna teknoloji işbirliği ve Tübitak Teknokenti ziyareti, Burak Pehlivan

by burakpehlivan on 15/06/2016

DSC_0232

Sovyetler Birliği zamanında birliğin sanayi ve teknoloji merkezi olan Ukrayna’da milli gelirin neredeyse yarısı sanayiden elde edilirken, birliğin lider ülkesi Rusya’da bile bu oranı %33’ler seviyesindeydi. Aynı Ukrayna’nın o zaman ki kişi başına geliri, günümüzde Avrupa’nın yıldız ekonomisi olarak değerlendirilen Polonya’nın da, son yıllarda ekonomisini hızla büyüten Türkiye’nin de üstündeydi. Aradan geçen yirmi beş yılda Türkiye’de sanayinin milli gelirdeki payı %27,2 olurken, Polonya’da %41,1’e yükseldi, buna karşılık Ukrayna’da %50’den fazla düşerek %24’e geriledi. Bugün kişi başına milli gelir  ülkemizde 10 bin dolara yaklaşırken, Polonya’da ise 12.300 doları buldu. Buna karşılık Ukrayna’da kişi başına gayri milli hasıla yalnızca 2.200 dolar. Dünya’nın en değerli toprağı olan kara toprağın üçte birini sınırları içerisinde bulunduran, Avrupa’nın yıllık olarak en çok mühendis mezun eden ülkesi olan Ukrayna, ne yazık ki bu 25 yılda kötü yönetimin bir ülkenin kalkınmasının önündeki en büyük engel olduğunun dünyadaki en iyi örneği oldu. 

Ukrayna her ne kadar hala kendi uçağını, tankını, helikopter motorunu yapabilse de, dünyanın sayılı demir-çelik, boru, gübre üreticileri arasında yer alsa da, teknolojisini yenileyememenin, kalkınma modelini ortaya koyamamanın ve özellikle de ihracatçı KOBİ’lerin önünü açamamanın eksikliğini yaşıyor. Milli gelirimizin %17’sini üreten, sanayi başkentimiz Kocaeli’de TUİD olarak Ukrayna Ticaret ve Sanayi Odası, ülkemizin bu coğrafyayla ilgili saygın düşünce kuruluşlarından Avrasya Ekonomik İlişkiler Derneği ve Kocaeli Ticaret Odası’yla birlikte organize ettiğimiz ve tarihte ilk kez gerçekleşen Türkiye Ukrayna Sanayi Forumu bu nedenle yalnız iki ülke firmaları arasında ilişkilerin kurulduğu, ticari bağlantıların yapıldığı bir etkinlik olmanın ötesinde, makro bazda çok önemli bir vazife de üstlenmiş oldu. Türkiye’de 8 yıldır görev yapan Ukrayna’nın Türkiye Büyükelçisi Sergey Korsunskiy’in sözleriyle,  yirmi beş yıllık Türkiye Ukrayna ilişkilerin tarihinde Türkiye’yi ziyaret eden en kalabalık Ukrayna işadamı heyeti olan ve sanayici, devlet görevlileri ve uzmanlardan oluşan heyet üyeleri bu forum kapsamında Türkiye’nin, Ukrayna’ya örnek olabilecek kalkınma modelini de yerinde gözlemleme imkanına sahip oldular. 

13458686_1069744759785893_2687459601767824252_o

Kocaeli Ticaret Odası’nda başlayan ve protokol konuşmalarının sonrasında, Ukrayna’da yatırım ve ticaret imkanlarının değerlendirildiği bir panelle devam eden organizasyonun ilk gününde sayıları 200’ü aşan Türk ve Ukraynalı işadamı arasında ikili iş görüşmeleri gerçekleştirildi.  Gala yemeğiyle sona eren açılış gününü takip eden günlerde ise ülkemizin kalkınmasında önemli görevler üstlenen kurumularımızın organizasyon yapıları, iş yapma mekanizmaları ve deneyimleri Ukrayna heyetiyle paylaşıldı. Bu  kurumların çalışmaları heyet tarafından yapılan teknik gezilerle yerinde görüldü. Dolasıyla bilgiler teoride kalmadı, pratiğe de döküldü. 

13445823_1069746559785713_4225291958493923784_n

Forumun ikinci gününde ilk olarak foruma büyük destek sağlayan Doğu Marmara Kalkınma Ajansı’na(MARKA) bir ziyaret gerçekleştirdik.  Avrupa Birliğine uyum yasaları çerçevesinde bölgesel bazda kurulan kalkınma ajansları, Türkiye’de bölgeler arasındaki kalkınmışlık düzeyi farkının azaltılması konusunda çalışma yürütüyorlar. Faaliyet gösterdikleri bölgenin doğal kaynakları, insan yapısı, lojistik imkanları doğrultusunda, KOBİ’ler destekleniyor. Ziyaretimizde, Doğu Marmara Kalkınma Ajansı’nın genel sekreteri Mustafa Ayhan ve kurumun uzmanı Hüseyin Özgür Ünsal kalkınma ajanslarının genel yapısı ve Kocaeli, Adapazarı, Bolu, Düzce ve Yalova’dan oluşan ve MARKA’nın vazife alanında olan şehirlerin ekonomisi hakkında ayrıntılı bilgileri paylaşırken, Türkiye Cumhuriyeti Ekonomi Bakanlığı’ndan iki uzman Recep Serhat Saru ve Recep Soner Çiçek ise sırasıyla Serbest Bölgeler ve Serbest Ticaret Antlaşmalarıyla ilgili sunumlarını gerçekleştirdiler. Akabinde ise konuklara Türkiye’de sayıları 200’ü bulan Organize Sanayi Bölgeleri’nin çalışma prensipleri aktarıldı ve bölgedeki organize sanayi bölgeleri gezildi. 

13392113_1069746706452365_8965363965151732119_o

Dünya’nın tek çatı altındaki en büyük MDF tesisi olan Yıldız Entegre, Yıldız Cam, Avrupa’nın en büyük su parkı üreticilerinden Polin gibi Kocaeli’nin örnek üretim tesislerinin ziyaretlerini, Kocaeli Serbest Bölgesi’ne yaptığımız ziyaret takip etti. Burada, genel müdür Ertuğrul Işıksoy tarafından yalnız Türkiye’deki serbest bölge uygulamları değil, karşılaştırmalı olarak diğer ülkelerdeki  serbest bölgelere ilişkin bilgiler de katılımcılarla paylaşıldı.  400 milyon dolarlık  istimlak bedelleri hariç, bağlantı yollarıyla birlikte 8 milyar dolarlık yatırımın Kamu Özel Sektör İşbirliği (PPP) ile yap işlet devret yöntemiyle tamamen özel sektör tarafından yapıldığı ve dünyanın orta açıklığı itibarıyla en büyük 4. asma köprüsü olan Osmangazi Köprüsü şantiyesine yapılan ziyaret, burada gerçekleştirilen sunum ve köprüye çıkan son yabancı delegasyon olma onuru  unutulmayacak deneyimler olarak Ukraynalı konuklarımızın hiç şüphesiz belleklerinde kaldı. Ukrayna heyetinin projeye hayranlığını görmek, ülkemizin ulaştığı noktayı hissetmek ise delegasyonun Türk üyelerini oldukça etkiledi.

13418626_1069744849785884_5526290058731438163_o

Ancak benim için 4 gün süren forumun en güzel bölümü Türkiye’deki 62 teknokentten biri ve ilki olan TÜBİTAK Marmara Teknokent’ine(TÜBİTAK Martek) yaptığımız ziyaret oldu. Burada merkezin CEO’su Dr. Orhan Çömlek, Türkiye’deki teknokentlere ilişkin bilgilerini konuklarla paylaşırken, TÜBİTAK Martek bünyesindeki Türkiye’nin tek teknoloji serbest bölgesinin merkezde AR-GE ve üretim yapan firmalara nasıl büyük bir avantaj sağladığını da somut örneklerle açıkladı.  Toplantıda, Ukrayna’nın teknoloji merkezlerinden Lviv’in vali yardımcısı Roman Matys ile Ukrayna Sanayi ve Ticaret Odası’nın başkan yardımcısı Valeriy Korol’un, Türkiye’deki Teknokent genel müdürleri ve bu merkezlerde teknoloji üreten firmalardan oluşacak ve gezimiz esnasında Ukrayna’ya ziyaret yapmasını kararlaştırdığımız Türk Teknoloji heyetini kendi şehirlerinde konuk etmek için toplantı esnasındaki kıyasıya rekabetlerini gözlemlemek tatlı bir keyif verdi.  Burada şunun da altını çizmek lazım ki, Martek, yalnız araştırma geliştirme yapmıyor, ürettiği yüksek katma değerli mal ve hizmetleri ihraç  ederek ülkemize önemli bir de döviz girdisi sağlıyor. Ayrıca faal durumdaki 40 teknokentin birbirleriyle iletişimini sağladığı gibi, teknokentleri ve buralardaki firmaları iş dünyası ve üniversitelerle de bir araya getirerek arz ve talebin buluşmasına, kurumlar ve firmalar arasındaki bağlantıların da gelişmesine önemli bir katkı sağlıyor. Dünya’da en çok sertifikalı IT uzmanına sahip ilk 5 ülkeden biri olan Ukrayna’da hala tek bir teknokent, tek bir organize sanayi bölgesi yok. Ayrıca teknoloji firmalarının Türkiye’de TÜBİTAK Martek’in başardığı gibi kümelenmesi sağlanabilmiş değil. Bu konuda Roman Matys’in aktardığına göre Lviv’de yapılan çalışmalar ise henüz başlangıç düzeyinde.

DSC_0211

Toplantı esnasında Ukrayna heyetinin üyeleri Ukrayna Yüksek Meclisi’nin teknoloji ve sanayi komisyonun yöneticileriyle temasa geçerek, Türkiye’nin bu alandaki birikimlerinden Ukrayna yasaları ve mevzuatı yazılırken istifade etmek konusunda onlarla mutabakata vardılar. Açıkçası oldukça aceleciler ve bir an önce Ukrayna meclisinde Türk uzmanları dinlemek ve bu konularda Türkiye’yi bir model ülke olarak almak arzusundalar. Bundan 25-30 yıl öncesine dönseydik, ülkemizin Ukrayna gibi bir ülke için sanayi ve teknoloji politikaları konusunda örnek teşkil edebileceğini  o zaman sanırım hiç kimse hayal dahi edemezdi. Evet ülkemizin hala büyük eksiklikleri var, evet AR-GE’nin milli gelirimizden aldığı pay hala istenilen düzeylerde değil, çok daha hızlı ve nitelikli kalkınarak yukarımızdaki ülkelerle açığı kapatmamız gerekiyor ancak birçok başarılı kurumun tesis edildiği ve bu kurumlarda çalışan uzman personelin niteliğinin hissedilir bir biçimde arttığı  ve  her yıl Türkiye’de bilime, teknolojiye ve kalkınmaya çok daha büyük kaynakların tahsis edildiği de inkar edilemez bir gerçek.

Önümüzde, karşımıza yüz yılda çıkabilecek bir fırsat var. Kuzeyimizde, yanıbaşımızda bir ülke tüm kurumlarıyla yeniden kuruluyor, dış ticaretinde, üretim politikalarında önceliklerini yeniden belirliyor. Dost ve komşu ülke Ukrayna’yla ilişkilerimiz tarihimizde hiç olmadığı kadar iyi  ve Ukrayna’nın Türkiye’ye tarihte hiç olmadığı kadar ihtiyacı var. Her şeyden önemlisi ise ülkemizin imkan ve kabiliyetleri bu bölgede artık önemli bir aktör olarak pozisyon almasına yetecek seviyede. Ukrayna ile her alanda ilişkilerimiz geliştirilmeli ama karşılıklı teknoloji paylaşımı, yatırımlar, sanayi ve ekonomik kalkınmada işbirliği belki de iki ülkenin birbirlerine sürdürülebilir olarak en çok katkıda bulunabilecekleri alanlar. Türk ve Ukrayna iş dünyaları bugüne kadar bu alanlarda hiç de fena sınav vermediler ve özellikle son birkaç yılda  birçok ilke imza attılar. Ancak gelecekte bizleri çok daha büyük meydan okumalar ve gerçekleştirilmesi gereken çok daha büyük projeler bekliyor. 

Burak PEHLİVAN

13418637_1069744546452581_4274933819938272286_o

 13392153_1069746589785710_6523154371659514814_o 13407125_1069744856452550_4516269651627240860_n 13412216_1069746729785696_5254142740301410852_o 13417022_1069745093119193_7769220914538226389_o    13443315_1069747226452313_7914572106755797122_o

 

Aşağıdaki butonları tıklayarak, yazıyı arkadaşlarınızla paylaşın!

Previous post:

Next post: