Türkiye Ukrayna Ekonomi Forumu açılış konuşması, Burak Pehlivan

DSCN05041

Türkiye Cumhuriyeti Kiev Büyükelçiliği’nin koordinasyonunda, Ukrayna Dışişleri Bakanlığı, Amerika Birleşik Devletleri Uluslararası Kalkınma Ajansı(USAID) ve Amerika Ticaret Odası’nın(ACC) işbirliğinde, Türkiye’nin Kamu Özel Sektör İşbirliği alanındaki başarılı deneyimlerinin Ukrayna için pratik bir yol haritası olarak değerlendirilmesi amacıyla organize edilen ekonomi forumunda ben de konuşmacılardan biriydim. Türkiye Cumhuriyeti Ekonomi Bakanlığı, Türkiye Cumhuriyeti Kalkınma Bakanlığı, Devlet Havameydanları genel müdürlüğü gibi kuruluşlardan uzman isimlerin ve Türkiye’den özel sektör temsilcilerinin de yaptıkları sunumlarla katkıda bulundukları konferansta bir başka değerli katılımcı ise Ukrayna’nın en büyük yabancı yatırımcısı konumunda olan ve ülke ekonomisine bugüne kadar 5.1 miyar Euro’luk destek sağlayan Avrupa İmar ve Kalkınma Bankası’nın Ukrayna direktörü, kıdemli Türk bankacı Şevki Acuner’di. Orijinalini İngilizce olarak konferans katılımcılarıyla paylaştığım ve Türkiye’nin deneyimlerinin, Ukrayna için nasıl faydalı olabileceğini özetle anlatmaya çalıştığım konuşmamı burada paylaşıyorum.

Saygıdeğer büyükelçi, değerli başkanlar, sayın konuklar,

Ukrayna bugün çok zor ekonomik ve siyasi bir dönemden geçiyor. Ekonomisini dönüştürmek, Avrupa ile entegre etme arayışında. Rekabetin artırılması, bankacılık altyapısının güçlendirilmesi, yolsuzlukla mücadele, hukukun üstünlüğünün tesisi, vergi reformu, bürokrasinin azaltılması, şeffaflık gibi alanlarda reformlar yapılmaya çalışılıyor. Avrupa ile Gümrük Birliğine gidilirken, ülkenin dış ve iç borç yükümlülüklerinin karşılanabilmesi için Uluslararası Para Fonu ile 17.5 milyar dolarlık mali paket konusunda anlaşıldı. Ukrayna, AB ile gümrük birliği ve IMF antlaşmasına paralel yapısal reformların gerçekleştirilmesi sürecine ilişkin farklı ülkelerin deneyimlerinden faydalanabilir. USAID’in çalışmalarında da ortaya koyulduğu gibi bu noktada Türkiye’nin deneyimleri ön plana çıkıyor. Ukrayna, Türkiye’nin olumlu olumsuz deneyimlerinden genişçe istifade edebilir.

Ukrayna’nın Karadeniz komşusu, vatandaşı olduğum Türkiye 90’lı yılların ortasından itibaren Ukrayna’nın bugün yaşadığına benzer bir dönemi yaşadı. Türkiye 1996 yılında Avrupa Birliği, o zamanki Avrupa Ekonomik Topluluğu ile Gümrük Birliği antlaşması yaptığında bu antlaşmaya en çok karşı olanlar dönemin büyük sanayi işletmeleriydi. Yüksek gümrük vergileri sayesinde pazarda adeta monopol durumunda olan bu firmalar, Avrupa ile gümrük duvarları kalktığında Türk sanayisinin çökeceğini düşünüyorlardı, onlara göre Türk pazarı Avrupa mallarıyla dolacak, buna karşılık Türkiye’nin görece düşük standartlı ürünlerini Avrupa ülkelerin satmak mümkün olmayacaktı. Ancak onların korktukları gerçekleşmedi. Aksine Avrupa ürünlerinin Türkiye pazarına girişi rekabeti artırarak, Türk üreticilerin üretim standartlarını artırmasını sağladı. Bu sayede Türk ihracatçılarının yalnızca Avrupa pazarlarına değil, kaliteli ve rekabetçi ürünler ile başka birçok ülkeye de ihracatları arttı. Türkiye’nin 1995 yılında 28 milyar dolar olan Avrupa Birliği ile ticareti 2014 yılında 158 milyar dolara ulaştı. Avrupa Birliği, Türkiye’nin en büyük dış ticaret partneri haline gelirken, Türkiye ise 2015 yılı itibarıyla en çok ticaret yaptığı 5. ülke konumuna yükseldi.

Ülkeye döviz yalnızca ihracat ile sağlanmıyor, altyapısı güçlü bir turizm sektörü de önemli bir döviz kaynağı. ABD gibi gelişmiş bir ülkede bile turizm ve bağlı sektörler istihdamda çok önem taşıyor. 2008 krizinden sonra ABD’de 1 milyondan fazla kişi turizm sektöründe ek olarak istihdam edildi, bu rakam o dönemden günümüze sanayide istihdam edilen işçiden çok daha fazla. Türkiye, 1985’li yıllara kadar gerçek bir turizm ülkesi değildi, ne otelleri, ne havalimanları, ne de bu sektörde yetişmiş personeli vardı. Dönemin başbakanı Özal, Antalya, Belek, Kemer gibi şehirlerdeki boş devlet arazilerini, turizm yatırımcılarına kısmen bedelsiz olarak, burada otel yatırımı yapılması karşılığında verdiğinde, Türkiye’de çok büyük tepkiler oldu ama sonuçta geri adım atmadı. Buraya yatırım yapan işadamlarından elbette yanlış yapanlar, yatırımlarını tamamlayamayanlar oldu ama sonuçları itibarıyla bugün Antalya ve çevresinde binlerce otel hizmet veriyor ve bölge dünyanın en büyük turizm bölgelerinden biri haline geldi. Türkiye, yılda 35 milyondan fazla turistle dünyada en çok turist gelen 6. ülke haline gelmişse, bunda Antalya’nın katkısı ve o gün ortaya koyulan stratejik vizyonun önemi büyüktür. Bu turistler geçtiğimiz yıl 30 milyar dolardan fazla bir rakamı Türkiye’de harcamıştır, bu rakam Ukrayna’nın toplam ihracatının yaklaşık yarısına denk geliyor. Özellikle ulaşım ve konaklama altyapısı geliştirilerek Ukrayna’nın, Avrupa’nın en çok tercih edilen turizm destinasyonlarından biri haline dönüştürülmesi mümkün. Sanırım bugünkü uzman konuşmacılardan bazıları da Ukrayna’da ulaştırma altyapısının geliştirilmesinin ve bu sektörde rekabetin artırılarak, serbest piyasa ekonomisinin kurallarının işletilmesinin, ülke ekonomisine yapacağı geniş katkıya değinecektir

Türkiye’nin tarihinin en büyük ekonomik krizinin yaşandığı 2001 yılı sonrasında uygulanan IMF programıyla beraber, AB’ye üyelik süreci Türkiye’nin ekonomik, siyasi ve sosyal reform sürecinde çok önemli bir katalizör, hatta çıpa görevi gördü. Benzer hatta daha güçlü bir etkiyi önümüzdeki yıllarda Ukrayna’da görmemiz yüksek olasılık. Bu noktada, Türkiye’nin gerek IMF programındaki uygulamaları ve aldığı sonuçlar, gerekse Avrupa ile Gümrük Birliği Antlaşması ve 2004 sonrası AB üyelik sürecinde yaşadıkları Ukrayna’nın yararlanabileceği önemli bir kaynak olarak karşımızda duruyor. İki ülkede kamu alanında da özel sektörde de bu noktadaki işbirlikleri artırılmalı. Bugün, bu konferans, bunun güzel bir örneği olarak karşımızda duruyor. Ben başta T.C. Kiev büyükelçiliği olmak üzere, USAID, Amerikan Ticaret Odası, Ukrayna Dışişleri Bakanlığı ve elbette tüm konferans katılımcılarına bu noktada şükranlarımı sunuyorum.

Sözlerimi sonlandırmadan önce, başkanvekilliği görevini sürdürdüğüm, Uluslararası Türk Ukrayna İşadamları Derneği’nin, 200’ü aşkın üyesi ile yalnızca iyi zamanda değil, zor zamanlarda da Ukrayna’nın yanında olduğunun altını çizmek istiyorum. Bizler, Ukrayna’nın geleceğine yaptırım yapmaktan dolayı gurur duyuyoruz.
Beni sabırla dinlediğiniz için hepinize teşekkür ederim.

Burak PEHLİVAN

DSCN0528

DSCN0773

DSCN0647

DSCN0803
DSCN0475

DSCN0852
DSCN0375

DSCN0389

DSCN0400

DSCN0401

DSCN0424

DSCN0444

DSCN0474

DSCN0861

DSCN0494

DSCN0575

DSCN0647

DSCN0656

DSCN0718
DSCN0724

DSCN0756

DSCN0802

TUID