Türkiye’ nin Vize Politikası 2

Geçen yazımda, Türkiye’nin son zamanlarda çeşitli ülkeler ile yapmış olduğu, karşılıklı olarak vize kaldırma anlaşmalarının yararından söz etmiştim. Ancak bu faydalı adımlar atılırken, içeride de vatandaşların yurtdışına seyahat özgürlüğünü kısıtlayan engellerin kaldırılmasının gerekliliğine değinmiştim. Bu yazımda ifade edilen görüşlere katılanlar olduğu gibi, farklı düşünenler de oldu. Bir bölüm okuyucu, devletin kaynağa ihtiyacı olduğunu ve yurtdışı çıkış fonu bedelinden ve pasaport harçlarından ciddi bir kaynak  sağlandığını ifade etti.
Bu yazımda, bu” kaynak sağlama” argümanı üzerinde duracağım. Doğrudur, bu iki kalemden kaynak sağlanmaktadır ama yabancı ülke vatandaşlarının ülkemizi ziyaretlerinden de kaynak sağlanmaktadır. Bugün, Türkiye’ye yılda 2,5 milyon dolayında Rus turist geliyor ve vize ücreti 20 $. Dolayısıyla Rusya ve Türkiye arasında karşılıklı vizelerin kaldırılması anlaşması sonucunda kabaca 50 milyon $’ lık bir kaynaktan feragat ediyoruz ki, doğru yapıyoruz. Buna karşılık yurtdışı çıkış harcı, kişi başı 10 $ civarında. 2009 yılında 4 milyon yerleşik vatandaşımızın yurtdışına çıktığı göz önünde bulundursak, yaklaşık 40 milyon $’ lık  bir kaynaktan söz edebiliriz. Bu rakam azami rakamdır, çünkü hala bazı istisnalar devam etmektedir ve çıkış yapan vatandaşların bir bölümü devlet personelidir ve ödenen harçlar, devletin bir cebinden diğerine aktarılmıştır.
Rusya ile yaptığımız vizesiz seyahat anlaşması ile yılda yalnızca bu ülke vatandaşlarından  almaktan vazgeçtiğimiz vize gelir miktarı,  yurtdışı çıkış harç bedelinden elde edilen kaynaktan fazla olmaktadır.  Rusya bu yaptığı anlaşma ile, vatandaşlarına, özellikle tatil yapma imkanı olan geniş kesimlere bir olanak tanırken, biz ise Rusya ile iş yapan ve görece olarak toplumumuzun dar bir kesimine olanak tanımaktayız. Halbuki çıkış harcının kaldırılması yurtdışına çıkış yapan ve yapacak olan milyonlarca vatandaşımızı ilgilendirmektedir ve böyle bir adım karar vericilere vatandaşın gözünde artı puan kazandıracaktır.
Yurtdışına çıkış harcı, bir önceki yazımda da belirttiğim gibi, kaldırılması tamamen bizim elimizde olan bir konudur. 2010 yılında artık vatandaşın seyahat özgürlüğü  üzerinden alınan bu tip vergiler demode olmuştur ve acilen kaldırılması gerekmektedir. Dışişleri Bakanlığı Ulaştırma Bakanlığı, Kültür ve Turzim Bakanlığı, Dış Ticaretten sorumlu Devlet Bakanlığı gibi ilgili bakanlıkların,  Maliye Bakanlığı nezdinde yapacağı çalışmalar ile bu harcın ortadan kaldırılması hepimizin yararına olacaktır. Kaldı ki, Maliye Bakanlığı’nın 2007 yılında istisnaların ortadan kaldırılması suretiyle, çıkış harcının 70 YTL’ den 15 YTL düşürülmesi sürecinde, bu harcın tamamen ortadan kaldırılabileceğine ilişkin görüşü de bulunmaktadır.
Pasaport harç ve  defter ücretlerine gelince, buradaki ücretler de ne yazık ki  çağdaş dünya normları ile uyuşmamaktadır. Biyometrik pasaportlar, gecikme ile de olsa elimize geçiyor, bu pasaportlar batı ülkelerine vize alma sürecini zamanla kolaylaştıracaktır. Ancak defter ücreti ve pasaport harcı ne yazık ki hala çok yüksektir. Yazının altına bir istatistik koyuyorum. Burada bazı ülkelerin pasaport harçları ve pasaport geçerlilik süreleri yer alıyor. Ülkemiz maalesef bu tabloda açık ara şampiyon. Bu tabloya koymadığım birçok gelişmekte olan ülkede ve hatta Üçüncü Dünya ülkelerinde bile bizimkinin yarısı kadar bile pasaport harcına sahip bir ülke yok. Bu ayıp umulur ki, en kısa zamanda ortadan kaldırılacaktır.

 

5-10 YILLIK PASAPORT ÜCRETLERİ

ÜLKE SÜRE/YIL YAKLAŞIK ÜCRET/$
TÜRKİYE

5

460

FRANSA

5

120

İNGİLTERE

10

105

ABD

10

100

BELÇİKA

5

90

HOLLANDA

5

80

KANADA

5

80

SUUDİ ARABİSTAN

5

80

İTALYA

10

55

RUSYA

5

15

 

Burak PEHLİVAN