Büyük Britanya’nın, Ukrayna Büyükelçisi dinamik ve entelektüel bir kişilik. Sosyal ve siyasal konular kadar ekonomik konulara da duyarlı. Bu manada Büyük Britanya’nın, Kiev’deki temsilciliğinin, ülkedeki en etkin büyükelçiliklerden biri olduğunu söyleyebiliriz.
Büyükelçilik geçtiğimiz aylarda “Ukrayna’nın, Büyük Britanya Açısından Önemli Olmasının 6 Nedeni” adlı bir broşür çıkartmıştı. O dönem bu broşürle ilgili bir yazı kaleme almayı çok istemiştim ama araya başka konular, öncelikler girdi. O broşürden hareketle Britanyalıların ortaya koydukları argümanlara karşı bizim hangi argümanları ön plana çıkarabileceğimizi düşünmüştüm, yani biz olsak ne yazardık? Gelin hep birlikte, bizim için Ukrayna’nın neden önemli olabileceğini ele almadan Britanyalıların nedenlerine göz atalım.
Onlara göre Ukrayna, Büyük Britanya açısından önemli, zira Ukrayna, yüzölçümü bakımından Avrupa’nın en büyük ülkesi(Türkiye’yi ve Rusya’yı sıralamaya sokmuyorlar). 45 milyonluk kayda değer bir nüfusa sahip, ayrıca 4 AB üyesi ülkeyle, Polonya, Macaristan, Romanya ve Slovakya ile sınırı var. Bağımsız Devletler Topluluğu’na üye devletler arasında en demokratik olanı. 2004 yılından beri, 4 adet özgür ve adil seçim ülkede gerçekleştirildi. Her yıl artan sayıda Ukrayna vatandaşı, Büyük Britanya’yı ziyaret ediyor.
Bunlar iyi turistler ve iyi işadamları. Ukrayna, hızla büyüyen bir pazar, 1992 yılından beri, Britanya firmaları, Ukrayna’ya 2 milyar 376 milyon $’lık doğrudan yatırım yaptılar. Büyük Britanya, Ukrayna’daki en büyük 6. yabancı sermaye yatırımcısı. Ülkeye 2009 yılında 545 milyon poundluk ihracat gerçekleştirildi. Ukrayna, Büyük Britanya’nın iyi bir dostu ve değerli bir ortağı, Birleşmiş Milletlerde, Avrupa Güvenlik ve İşbirliği Teşkilatı’nda ve Avrupa Konseyi’nde iki ülke uyumlu bir biçimde çalışıyorlar.
Büyükelçilik broşürü, “Bu nedenlerden ötürü, Ukrayna’nın iyi bir durumda olması, uzun süreli bir istikrara kavuşması ve refaha ulaşması, Büyük Britanya açısından önemlidir.” diye bitiriyor.
Bize göre ise Ukrayna ile stratejik işbirliğine gidilmesi ve Ukrayna’nın yatırım radarına alınması için daha birçok neden var. Ukrayna, 45 milyonluk nüfusu ve 137 milyar $’lık ekonomik büyüklüğü ile gerek ekonomi gerekse nüfus olarak BDT ülkeleri arasında Rusya’dan sonra ikinci sırada gelmektedir. Avrupa’ya sevk edilen doğal gazın %25’i Rusya kanyaklıdır ve mevcut durumda bu gazın %80’lik bir bölümü Ukrayna’nın sahip olduğu doğalgaz boru sistemi ile Avrupa’ya aktarılmaktadır. Yeni boru hatları hizmete girene kadar, bu Ukrayna’yı bölgede stratejik bir konuma ulaştırmaktadır. “Enerji Koridoru” olma iddiasında olan ve 21. yüzyılda enerji konusunda söz sahibi olmak isteyen bir Türkiye için, Ukrayna ile enerji konusunda işbirliği çok önemlidir. Aynı biçimde nükleer enerji konusunda kendine perspektif çizen bir Türkiye’nin hala enerji ihtiyacının büyük bölümünü ülkedeki 4 adet nükleer santralden sağlayan(bu santrallerden biri Avrupa’nın en büyüğü olarak ifade ediliyor) Ukrayna’nın bu alandaki olumlu olduğu kadar olumsuz deneyimlerinden de istifade etmesi gerekir.
Demir-çelik, tarım, savunma sanayi, havacılık, boru sanayi gibi alanlarda Ukrayna güçlü bir altyapıya sahiptir ve bu alanlarda iki ülke arasında işbirliği olanakları mevcuttur. Dünya’nın en büyük hurda demir ithalatçısı olan Türkiye, bu ihtiyacının büyük bölümünü bu ülkeden karşılıyor. Aynı şekilde Dünya’nın en büyük un ihracatçılarından biri olarak, Ukrayna’dan hatırı sayılır miktarda tahıl ithal ediyoruz. İki ülke arasında 2008 yılında 8 milyar $ ile rekor seviyeye ulaşan Dış Ticaret hacmi 2010 yılında 5 milyar $’ın biraz üzerinde gerçekleşti. Türkiye’nin Ukrayna’ya ihracatı 1,2 milyar $’lar seviyesindeyken ithalatı 4 milyar $ ‘ı geçti. Her ne kadar iki ülke arasındaki ticaret Türkiye’nin aleyhine gözükse de, Türk sanayisinin ihtiyacı olan hammadde ve ara malını Ukrayna’dan ithal ediyoruz ve bu ürünleri işleyip satıyoruz. Biz ise Ukrayna’ya tüketim mamulleri, hafif sanayi ürünleri, otomotiv ve makine gibi alanlarda ihracat yapıyoruz. İki ülkenin ekonomileri birbirini tamamlar nitelikte. Türkiye, son 5 yıldır her zaman Ukrayna’nın en büyük ilk 3 dış ticaret partneri arasına girmiş durumda ve ülkenin en fazla dış ticaret fazlası verdiği ülke olmak özelliğine sahip.
İki ülke yüzyıllara uzanan ortak bir kültür ve tarihe sahip. Bugün Ukrayna’yı oluşturan bölgelerin 5’den fazlası farklı sürelerle Osmanlı İmparatorluğu’nun yönetiminde kalmış, iki ülke kültürü belirli oranlarda harmanlanmış. Ukrayna dilinde çok sayıda Türkçe kökenli sözcüğe rastlamak mümkün. Buna karşılık Osmanlılarda en az 2 valide Sultan’ın kökleri Ukrayna’ya dayanıyor. Günümüzde karşılıklı evlilikler kültürel ilişkilerin daha da gelişmesine yol açıyor.
Geçtiğimiz yıl, Türkiye’de 568.000 Ukraynalı turisti misafir ettik. Ülkedeki refah düzeyi artıkça bu rakam kısa sürede milyonlarla ifade edilebilecektir. Aynı şekilde ortak tarihi paylaştığımız Kırım, doğal ve tarihi güzellikleriyle Batı Ukrayna farklı turistik seçenekler arayan Türk turistler için tercih edilen destinasyonlar olabilir. THY’nin Rusya ve Almanya ile birlikte en çok uçuş hattına sahip olduğu ülke Ukrayna. Karşılıklı 40’a yaklaşan sefer sayısında, hedefin 60 olacağını geçtiğimiz hafta Kiev’de, THY Genel Müdürü Temel Kotil bizzat açıklamış durumda. Aerosvit’in ve Pegasus’un seferlerini de kattığımızda haftalık karşılıklı seferlerin 100’ü geçmesi işten bile değil. Sevindirici olan, bu seferlerde her geçen gün daha çok transit yolcuya tanıklık ediyoruz. Kuzey Ülkeleri’ni, Karadeniz’e bağlayacak ulaştırma projesi “Viking” de dikkate alındığında, Türkiye ve Ukrayna arasında ulaşıma ve lojistiğe dönük geniş işbirliği olanakları bulunmaktadır.
2008 yılında Dünya Ticaret Örgütü’ne giren Ukrayna, bu yıldan beri AB ile Serbest Ticaret Antlaşması müzakerelerini yürüyor. Vize muafiyeti ile birlikte, bu anlaşmanın imzalanması hem Türkiye’nin yararına hem zararınadır. Serbest Ticaret Antlaşması’na müteakip gümrüklerdeki sıkıntılar büyük oranda azalma trendine girecek ve mevzuat değişiklikleri dış ticareti kolaylaştıracaktır. Ancak Türkiye bu anlaşmaya paralel, Ukrayna hükümetiyle kendi Serbest Ticaret Antlaşması’nı imzalayamazsa Türkiye’den yapılacak ticaret, Avrupa’dan yapılacak ticarete göre dezavantajlı duruma düşecektir. Bu nedenle hükümetin bu antlaşmanın üzerinde her zamankinden fazla durmasında yarar vardır. AB’ye paralel, Türkiye’nin imzalayacağı böyle bir anlaşma ülkemizin Ukrayna’ya ihracatını adeta patlatacaktır.
Ukrayna AB üyesi olmayan eski Sovyet cumhuriyetleri arasında bir demokrasi adasıdır. Potansiyelinin çok gerisinde kalmış ekonomisi, zengin tarım alanları ve zayıf hafif sanayisine karşılık, teknolojik alanlarda gelişmiş ekonomisi, eğitimli ve medeni insanıyla, Türkiye’nin yanı başında önemli bir ülkedir. Terör nedir bilmeyen, savunma bütçesinde her yıl kısıntıya giden bu güzel ülke Türkiye için tercih edilmesi gereken bir stratejik ortaktır. AB üyesi olmayan iki büyük ülkenin aralarında yapacakları ekonomik, ticari, sosyal ve kültürel işbirliğinin oluşturacağı sinerjinin iki devletin de ortak menfaatine olduğu açıktır. İşadamları, turistler, karşılıklı evlilikler, öğrenciler bu işbirliği sürecinin her ne kadar destekleyicileri olsalar da, esas başarı üst kademelerde, iki ülkenin vizyonist liderliklerindedir. Bölgede iki ülkenin yapacağı işbirliği yalnız kendi vatandaşlarının gönencine değil, bölge ülkelerinin de gönencine önemli katkıda bulunacaktır.
Burak PEHLİVAN
Related posts:
Aşağıdaki butonları tıklayarak, yazıyı arkadaşlarınızla paylaşın!