Dünya’nın En Mutlu İnsanları’nın Ülkesi Danimarka, Burak Pehlivan

Kopenhag-2stk1
Şekspir’in unutulmaz eseri Hamlet’in yine unutulmaz repliklerinden biridir ‘Danimarka Krallığı’nda Çürüyen Bir Şeyler var’. Ancak görülüyor ki çağımızda Danimarka, Hamlet’in bu cümlesine nazire yaparcasına Dünya’da şeffaflık, yolsuzlukla mücadele, rekabet gücü, sosyal gelişmişlik düzeyi, ekonomik özgürlükler gibi kriterlere göre hep ön sıralarda yer alıyor. Ülke, Dünya Bankası iş yapma kolaylığı endeksinde ilk 5’te. Uluslararsı Şeffaflık Örgütü’nün Yolsuzluk ve Rüşvete izin vermeme algısında, ölçülen 177 ülke arasında Türkiye 53. , Ukrayna 144. sıradayken, Danimarka ilk sırada. En nitelikli ve rekabetçi işgücüne sahip olmayı ölçen dünya rekabetçi yetenek endeksinde ise Danimarka üçüncü sırada kendine yer buluyor. İsviçre Ekonomi Enstitüsü Globalleşme endeksinde yani ülkenin dünyanın geri kalanıyla sosyal, ekonomik ve siyasi entegrasyonun gelişmişliğinde de Danimarka 6. sırada geliyor. Uluslararası denetim kurumu Deloitte’un, bu yıl 132 ülkede yaptığı sosyal gelişmişlik araştırmasında, Türkiye 64. ve Ukrayna 62. Sırada yer alırken, Danimarka ilk 10’da.

İstatistiklerle ile sıktığımın farkındayım ancak hangi olumlu kritere göre bir dünya sıralaması yaparsak yapalım Danimarka muhtemelen hep ilk 10’da konumlanacaktır. Yazının başlığına dönelim ve istatistik bahsini kapatalım. Geçtiğimiz yıl Dünya Mutluluk Endeksinde Danimarkalılar Dünya’nın en mutlu insanları olarak belirlendiler. Ülkeyi ziyaret ettiğinizde de zaten bu istatistiklerin toplamının doğal sonucu olan bu veriyi kendi gözlerinizle doğruluyorsunuz. Ukrayna’nın içinde bulunduğu bu kasvetli günlerde bu küçük ama bir o kadar güzel Kuzey Avrupa ülkesini yazmak istedim.
stock-footage-copenhagen-denmark-nd-july-sightseeing-boats-around-the-little-mermaid-in-copenhagen
İskandinav ülkelerinin, bu en güneyinde bulunanının ismini ilk olarak, resimli dünya atlasını bana okuyan ablamdan duymuştum. 3-4 yaşlarındaydım ve okuma yazmayı henüz bilmiyordum. Önceleri annem daha sonradan ise ablam resimli dünya atlasındaki ülkelerin isimlerini ve özelliklerini okur ben ise başkentlerini ezberlerdim. O tarihten bu yana 5,5 milyon nüfuslu Danimarka’nın ne başkentinin ismi ne de bayrağı gözümün önünden gitmedi, hiç unutmadım.
İskandinavya kendine has otel zincirleri, yemekleri, restoranları ve markaları ile Avrupa’nın diğer bölgelerinden belirgin bir biçimde ayrışır. Danimarka ise, sahip olduğu özellikleriyle İskandinavya’nın geri kalanından. Danimarkalılar, Finliler’in aksine, geniş tüketici kitlelerine ulaşan, yalnız yüksek kalitesi ile değil fiyat ile de rekabet edebilen markalarıyla dünyada var olmuşlardır. Norveç ve İsveç’in aksine ise sadece mühendislik ve sanayide değil, birçok tüketim ürününde ve farklı sektörlerde Danimarka markaları adeta bulundukları piyasayı domine etmektedir.
1217823576_DISPLAY1
Dünya’nın en büyük oyuncak üreticisi Lego, yüksek kaliteli ses ürünleri, televizyonlar ve telefonlar üreten Bang & Olufsen, spor giyim markası Hummel, yine dünyanın en büyük pompa üreticisi Grundfos, makine sektörü için komponent üreten ve alanında dünyanın en önde gelen firmalarından biri olan Danfoss bu ülkenin insanlığa aramağan ettiği markalardan yalnızca birkaçı. Mücevherde Pandorayı ve global cirosu 1,2 milyar euroyu bulan ve ayakkabı üretiminde dünya ikincisi olan Ecco’yu da unutmamak gerek. Merkezi Kopenhag’da olan Maersk ise denizcilik sektörünün adeta kurallarını belirliyor.

Ülkede gelir, yüksek katma değerli üretim ve hizmet sektöründen geliyor. Tasarım, bilgi işlem teknolojileri, yönetim danışmanlığı gibi alanlar çok gözde. Enerjiye ise ayrı bir parantez açmak gerek. Danimarka toplam enerji üretiminde yenilebilir enerjinin oranıyla bu alanda dünyada birinci sırada. Petrol ve doğalgazda net ihracatçı konumunda olunmasına rağmen, yenilebilir enerjiye büyük önem veriliyor. Rüzgar teknolojilerinde, danışmanlığında ve hizmet üretiminde de oldukça önemli bir noktadalar. Dünya’nın en büyük rüzgar tribünü üreticisi Vestas bu ülkenin markası ve bu alanda öyle çok ihracat yapılıyor ki, dış ticaret dengesinde rüzgar tribünü ihracatı önemli bir kalem olarak karşımıza çıkıyor. Ülkenin bir başka ilginç ihracat kalemi ise oyuncak. Danimarka Çin ile birlikte Dünya’da en çok oyuncak ihraç eden ülke ancak bir farkla; Çin’in binlerce üretici ve çok ucuz ürünler ile yakalamaya çalıştığı başarıyı, Danimarka’da dünyanın en değerli oyuncak markası Lego, kendi ismini verdiği yüksek katma değerli oyuncakları ile tek başına yakalamış durumda.

Ülkede spora verilen önemi, kadının toplumdaki gücünü, organik ürünlere ilgiyi, şeffaflığın yüceltilmesini ve manevi konulara ilgisizliği birkaç günlük bir seyahat esnasında bile gözlemleyebiliyorsunuz.
133416846522914526886_1
Danimarkalılar sporu içselleştirmişler. Şehrin her yerinde her saat koşan, spor yapan insanlara rastlıyorsunuz. Bisiklet ise adeta bir yaşam biçimi olmuş. İkinci Dünya Savaşı’ndan beri Avrupa’da ilk kez bisiklet satışları otomobil satışlarını geride bıraktığımız yıl geçti, bunda Danimarka’nın önemli bir katkısı olduğu bir gerçek. Bisiklet sürücüleri yollarda, hem araçlardan hem de yayalardan daha öncelikli bir konuma sahip. Bisikletin şehiriçi ulaşımda yaygınlığı hava kirliliğini ve trafik sorununu azaltırken, bir yandan da vatandaşlara sağlık ve yaşam kalitesinde iyileşme olarak geri dönüyor. Ülkede organik çılgınlığı var. Yemeyi, içmeyi geçtim, berber dükkanlarının vitrinlerinde bile organik saç kesimi, bakımı yapıldığı yazılıyor.

Toplumda kadının dominatlığı belli oluyor. Başkentin yemyeşil parklarından birinde amaçsızca dolaşırken, mesai saatleri içerisinde üç çocuğunu tek bir bebek arabasına bindirip gezdiren genç bir baba ile karşılaşıyorum, ayaküstü sohbet ediyoruz. Eşi çok yoğun çalışan bir iş kadınıymış, ailede iş bölümünde çocuklar ile ilgilenme görevi ona aitmiş. Sanırım, yüzümün ifadesinden hafif şakınlığımı hissedince, gülerek “Bizm gibi birçok aile var” diyor.
children
Yürüyüş izlenimlerine devam edelim. Rotalarımdan birinde oldukça dikkatime çeken bir konuyu paylaşmak istiyorum. Kopenhag’ın Frederiksstaden(eski şehri) ile kentin modern yüzü Kvaesthus arasında yeni bir yerleşim bölgesi inşa ediliyor daha doğrusu kentsel dönüşüm gerçekleştiriliyor. Eski liman bölgesi ve antrepoları; içinde parkların, restoranların, kültür alanlarının ve sosyal tesislerin olacağı bir yapı kompleksine dönüşüyor. Böyle projelerin gerçekleştirilmesi dünyanın her yerinde çok doğal ancak burada ilgi çekici konu, sürecin çok şeffaf yürütülmesi. Projenin içeriği ve hangi aşamada olduğu ile ilgili vatandaşlara düzenli bilgi veriliyor ve hatta zaman zaman özel sunumlar yapılıyor. İşin ilginci yalnız vatandaşlara değil, turistlere bile bilgi veren ve projenin bitimine kadar hizmet verecek bir sergi alanı oluşturulmuş. Siz bu alanı gezerken, yanı başınızdaki, kapısı açık odada mimarlar, mühendisler yapılacak işleri tartışıyorlar. Bu sayede Kopenhaglılar’ın da, şehre turist olarak gelenlerin de kentsel dönüşüme tam desteği sağlanmaya çalışılmış. Projede, Danimarka Kültür Bakanlığı, Kopenhag Belediyesi ve özel sektörüjn işbirliği söz konusu. Demek ki ülkede hem merkezi idare, hem yerel idare hem de özel sektör  şeffaflığa, hesap verilebilirliğe büyük önem veriyor.

Sözleşme hazırlanması ve bu konudaki hassasiyetiyle Türkiye’de ünlü olan bir işadamımıza bir sohbetimizde sormuştum, “Sözleşmeler konusundaki bu özeninizi neye, kime borçlusunuz?” diye. O da bu özelliğini uzunca bir süre yakın çalıştığı Danimarkalılar’dan aldığını söylemişti. O zaman pek kafamda canlandıramamıştım. Ancak bu projeyi gezdikten sonra, bu milletin şeffaflık, ölçülebilirlik gibi kriterlerde ve sözleşme tekniğinde neden bu kadar ileride olduğuna şaşırmadım. Zira hiçbir şeyi şansa bırakmak istemiyorlar.
Denmark
Evrensel değerlere, ilkelere Danimarkalılar çok bağlılar, ancak bir konu sizi yanıltmasın, konu ticaret olduğunda, dünyada insan ve hayvan hakları, çevre gibi konuların bayraktırlığını yapan Danimarka’nın çok pragmatik davrandığını da not düşmek gerek. Başkent Kopenhag Dünya’nın en büyük kürk borsasına(açık artırma evine) ev sahipliği yapıyor. Zira ülkede 1.500 vizon çiftliğinde yılda yaklaşık 17 milyon vizon ve benzeri kürk hayvanı yetiştiriliyor. Bu rakam dünya yaban hayvanı kürk üretiminin %20’sine denk gekiyor. Kopenhag Kürk Yetiştircileri Mezatevinin 2013 yılı cirosu yaklaşık 3 milyar dolar. (The Economist, 3 Mayıs 2014) Danimarkalı tasarım ofisleri ise dünyada kürk modasının belirleyici unsurları. Kürkün en büyük alıcısı ise Çinli tüccarlar. Ülke hem kürk yetiştiriciliğinden, hem borsasından hem de tasarımından para kazanırken,  kürk protestoları ise buraya uğramıyor.
restaurant-lele-copenhagen-8
Seyahatlerimde mutlaka büyük alışveriş merkezlerine, hipermarketlere ve varsa yine lüks yiyecek satan görece büyük mağazalara uğrarım ve buralarda teşhir edilen, satılan Türk markalarını bulmaya çalışır, notlar alırım. Ne yazık ki, 105 milyar dolar ithalat yapan bu ülkede hayal kırıklığına uğruyorum. Magasin gibi devasa bir alışveriş merkezinde(çok katlı giyim mağazası) bir Türk giyim markasına rastlamıyorum. Buranın alt katındaki görece lüks ürünler satan markette ise bir Danimarka firması tarafından, İzmir’deki bir Türk firmasına paketlendirmesi yapılmış kurutulmuş kayısıya , bir de açıkta satılan Türk fındığınadenk geliyorum . Kayısının da, iç fındığın da kilosu bizim paramızla yaklaşık 100 lira. Daha önce de yazmıştım markalı ihracatta çok ama çok gerilerdeyiz ve katedeceğimiz çok yol var.

Ülkede lüks restoranlar dışında bahşiş vermenin pek yaygın olmadığını söyleyebilirim. Taksi ücretleri el yakarken, restoranlarda yemek yemek ise yürek istiyor. Dolayısıyla ülkede hazır yiyecek zincirleri çok yaygın, bir dönem Türkiye’de bulunan 7/11 mağazalarının sıklığının beni şaşırttığını söyleyebilirim, sandviççiler ise her yere yayılmış durumdalar. Danimarka mutfağı diye bir mutfaktan söz etmek pek mümkün değil. Yerel restoranlarda ülkeye özgü, o da çeşidi fazla olmayan açık, kapalı sandviçler satılıyor. Çorba olarak ise domates çorbası birçok yerde tek seçenek. Restoranlar pahalı olmakla birlikte porsiyonlar odukça büyük ve doyurucu. Bir de öğlen yemeklerinde büfe denen(bizdeki açık büfe) sistemi birçok restoran uyguluyor. Bu restoran, cafelerde 60-70 krona karın doyurmak mümkün. Bu da aşağı yukarı 30-35 lira yapıyor ki ,Danimarka için oldukça makul bir rakam. Yine de birçok çalışan öğle yemeklerini daha önce evde hazırladıkları ve beraberlerinde getirdikleri sandviçler, yemekler ile hallediyorlar.Yalnız şunu da belirtmek gereki Michelin değerlendirmesine göre Dünya’nı en iyi restoranı seçilen Noma bir Kopenhag restoranı.
christmas-in-tivoli-1
Ülkede maneviyat zayıflığı göze çarpıyor. Dış cepheleri oldukça görkemli olan kilise ve katedrallerin içi ise genelde boş. Kiliseler Katolik ve Ortodoks Avrupası’ndaki benzerlerine göre çok sade döşenmiş ve süslenmiş. Aktif ibadete açık kiliselerdeki cemaat azlığı dikkat çekiyor. Dünya’nın en mutlu insanlarının ülkesi, yerküremizde en çok intihar vakalarına rastlanan ülkelerin ise başında geliyor. Dünya Sağlık Örgütü verilerine göre, Danimarkalılar kişi başına en çok antidepresyon ilacı kullanan 4. ülke. Bir başka ilginçlik de yaşam kalitesinin bu kadar yüksek olduğu bu ülkede gözle görülür bir sigara tüketiminin varlığı, üstelik çok pahalı sigara fiyatlarına rağmen. Sigara izmartilerinin başkentin birçok bölümünde sokakları kaplaması ise bu ülkeye yakışmıyor. Dünya Kanser Organizasyonuna göre, nüfusa oranla en çok kanser vakasına Danimarka’da rastlanmasında kuşkusuz bu sigara tüketiminin de etkisi olduğunu düşünüyorum

Danimarka ile ilgili yazılarım devam edecek. Bu ülke bu kadar az kelimeye sığmayacak kadar değerli. Yalnızca başkent Kopenhag bile birkaç yazıyı hakediyor. Satırlarıma son vermeden önce ise, her ne kadar Türkçe bilmese de Danimarka gezimde bana yoğun mesaisi elverdiği sürece eşlik etme nezaketini gösteren, Ukrayna’nın Kopenhag konsolosu, genç diplomat Viktoria Tsurtsumia ’ya teşekkür etmek istiyorum. Sanırım onun için bu yazıyı bir de İngilizce kaleme alacağım.

Burak PEHLİVAN

Yorumlar

“Dünya’nın En Mutlu İnsanları’nın Ülkesi Danimarka, Burak Pehlivan” için bir yanıt

  1. Ebru avatarı

    Merhabalar,

    Danimarka, dünyanın en mutlu insanlarının yaşadığı ülke olarak kabul edilir. Danimarkalılar’a göre mutluluğun sırrı tek bir sözcükte saklıdır: HYGGE. Hygge; kendinizi konforlu, mutlu ve huzurlu hissettiğiniz tüm anları kapsamaktadır. Bu arada Hygge yalnızca Danimarka’da yaşam felsefesi olarak benimsenmiyor. Danimarka ile birlikte bütün İskandinav ülkelerinin yaşam felsefesi aynı zamanda. İzniniz olursa ben de HYGGE yaşam felsefesinden bahsettiğim blog yazımı sizinle paylaşmak isterim: https://www.tarz2.com/danimarkalilar-Icin-mutlulugun-formulu-hygge

    Keyifli okumalar dilerim, sağlıcakla kalın.
    http://www.ebrubektasoglu.com