Ukrayna Tarım Sektörü’ne Kısa Bir Bakış


ukraynada-tarim-metalurjiyi-solladi-800x600

Ukrayna’da, Cumhurbaşkanlığı Seçimleri’ nde sonra, Cumhurbaşkanlığı makamıyla uyumlu hükümetin kurulmasıyla ülke yönetimine görece istikrar gelmiş durumda. Yüksek Rada’ da, ülkeyi yöneten Yanukoviç-Azarov tandeminin yasa yapma gücüne muktedir olması, iktidara, ülkenin ivedilikle gereksinimi olan idari, mali ve ekonomik reformları yapma şansını tanıyor. Bu da ümit ederiz ki, ekonominin çarklarının önce dönmeye başlamasını daha sonra da hızlanmasını beraberinde getirecektir. İlerleyen dönemde, ülkenin güçlü olduğu tüm sektörlerde yatırımların ve büyümenin önünü açılması sürpriz olmayacaktır. Tarım da bu sektörlerin başlıcalarından biri. Tarım sektörü, ülkemiz açısından önemli olduğu kadar, Ukrayna ekonomisi için de önemli. Oransal olarak baktığımızda, bu sektör, Ukrayna GSMH’ sının %8′ ni oluşturuyor. Bu oran, alanında Dünya’nın ikinci en yüksek oranı. Ülke ihracat gelirlerinin %20′ si bu sektörden geliyor. Tarım firmalarının toplam sermaye birikimi 4 milyar  $’ı aşmış durumda.

Bir zamanlar Sovyetler birliğinin tahıl ambarı olarak bilinen Ukrayna bereketli toprakları ile Avrupa’ nın ve Dünya’ nın ekmek sepeti olma yolunda ilerliyor. Ülkenin tahıl üretimi 2008 yılında 53,3 milyon ton olarak gerçekleşti. Tahıl ile burada kastettiğimiz buğday, arpa, dane mısır ve çeltik. Çeltik, içinde bulunulan coğrafya ve iklimden dolayı, ülkede rekoltesi en düşük olan tahıl. Buna karşılık, tabii ki üretimde en büyük payı buğday almakta. 2009 yılında 46 milyon tona düşen üretimin, bu yıl 48 milyon tonu bulması planlanıyor. Bir karşılaştırma yapmak açısından, Türkiye’ nin tahıl üretimi 2009 yılında yaklaşık 33,6 milyon ton olarak gerçekleşti. Bu üretimde,  20, 6 milyon ton ile buğday üretimi aslan payını aldı ve Türkiye, Dünya’ nın en büyük 8. Buğday üreticisi oldu.

Bu rakamlar ışığında, Ukrayna’ nın devasa bir tahıl üreticisi olduğunu görüyoruz.Artan dünya nüfusu doğal olarak beslenme talebinde de artış meydana getiriyor. Ukrayna’ nın “kara toprağının” 1 milyar insanı doyurma kapasitesi olduğu yıllardır yazılır çizilir. Toprak avantajının, yanı sıra, Ukrayna’ da tarım alanında işçilikler ucuz, toprak kiralama maliyetleri ise bölge ve toprağın kalitesine göre değişmek ile birlikte hektarı 30-80 $ civarında. Bu toprak maliyeti, Avrupa ortalamasının oldukça altında. Mazot ve gübre maliyetleri dünya ile aynı seviyelerde ancak ülkenin sözünü ettiğimiz diğer kalemlerdeki avantajları, mahsul maliyetlerini oldukça makul kılıyor. Toplam maliyetlerin görece olarak düşük olmasına rağmen, üretilen ürünler Avrupa fiyatları ile dış pazarlara sunuluyor, doğal olarak kar marjı artıyor. Ülkenin bir başka avantajı ise ihracat pazarlarına yakın olmak. Bu da hem taşıma maliyetlerini düşürüyor, hem de teslimatta hız kazandırıyor.   Tüm bu faktörler,  Ukrayna tarımını fırsatlar sunan rekabetçi bir konuma oturtuyor.

Ukrayna yasalarına göre tarım toprağının satılması mümkün değil, toprak ancak kiralanabiliyor. Bu bir yandan firmalara avantaj sağlıyor, çünkü kiralama yöntemi ile ekim, dikim yaptıkları alanlara fazla bir sermaye bağlamıyorlar. Bir yandan ise, bu yasak, belirsizlik yaratıp, yabancı sermayenin girişini zorlaştırarak bu alandaki büyüme potansiyelinin önünde engel yaratıyor. Mevcut durumda yabancı sermaye, büyük ölçekli Ukrayna tarım firmalarından hisse almayı tercih ediyor. Bu yöntem ile risklerini azaltmaya ama pastadan da pay kapmaya çalışıyorlar. Şu bir gerçek ki, er ya da geç, Ukrayna’ da tarım toprağının alınıp satılmasının önündeki engeller kalkacak. İlgili yasal düzenlemeler yapıldığında, bir hektar tarım  arazisinin, niteliğine ve bölgesine göre 300-500  $ civarında alınıp satılması beklenebilir. Bu durumda Ukrayna firmalarının ekim yaptıkları alanları satın alabilmeleri için ciddi bir sermayeye gereksinim duyacakları bir gerçek. Bu süreç, sonuçları itibarıyla ülkede tarım alanında yabancı sermayenin oranının hızla artmasına buna karşılık ise ülkede bu sektörde hızlı bir verimlik artışı ve büyümeye yol açacaktır. Son üç yılda, ülkeye gelen yabancı sermayenin %10′ luk bölümünün tarım sektörüne gelmesi, gelecek için önemli bir gösterge.

Son ekonomik kriz sektördeki konsolidasyon sürecini hızlandırmış durumda. Büyük ve finansal anlamda stabil kalabilmiş firmalar, zor durumdaki rakip ve küçük firmaları satın alıyorlar. Bu anlamdaki en büyük ve somut  satın alma ise Kernel Group’ un, rakibi Allseeds’ i yılbaşında 200 milyon  $’ a satın alması ile gerçekleşti. Daha küçük çaplı satın almaların sayısında ise geçtiğimiz 1-2 yıl zarfında ciddi bir artış olduğu gözlemleniyor. Son zamanlarda Avrupa ve Dünya borsalarında, Ukrayna tarım firmaları halka arzlar ve hisse satışları ile ciddi kaynak yaratıyorlar.

Konuya ülkemiz ve Türk yatırımcılar açısından baktığımızda ise, kendi ülkemizin bereketli topraklarında, daha tam anlamıyla verimlilik artışını ve profesyonel tarım gelişimini tamamlayamadık. Ülkemiz tarımı, ağırlıklı olarak ölçek ekonomisinden uzak küçük işletmeler ve ailelerin elinde geleneksel yöntemler ile gerçekleştiriliyor. Tarım sektöründeki Türk işadamları hızlı bir gelişme sürecinde ancak sermaye birikimleri, küresel rakiplerine göre çok yetersiz. Buna karşılık, büyük ve sermaye açısından güçlü Türk firmalarının ise tarıma karşı ilgisinin son yıllarda istenilen seviyelerde olmasa da arttığını sevinerek izliyoruz. Bu anlamda Ukrayna’ da tarım alanlarının alınıp, satılmasının hala mümkün olmaması Türk işletmelerin know-how larını ve deneyimlerinin geliştirmeleri ve daha önemlisi de sermaye birikimlerini güçlendirmeleri açısından zaman kazanımı olarak değerlendirilebilir. Ne var ki, bu dünyanın en bereketli topraklarına daha fazla ilgisiz kalmamamız lazım. Lokomotif olamasak da, tren hareket etmeden   vagonlardan birine binmemiz gerekiyor.

Burak PEHLİVAN