Kiev Post ve Önyargılar

yazarrr11   Geçen yazımda bahsetmiştim, yurtdışında yaşayan Türk toplumu olarak, kolektif anlamda yaşadığımız ülkelerde etkin olamıyoruz diye. Ukrayna’ da yaşayan Türk toplumu bunun, olumlu  anlamda  istisnai bir örneği ya da hakikaten geçmiş yıllara göre, yurtdışında yerleşik Türk toplumu derlenip toparlanıyor. Benim de Türkhaber’ den takip ettiğim kadarıyla, ülkemiz hakkında filizlenmeye çalışan olumsuz girişimler, Ukrayna’ da, Büyükelçiliğimizin ve Türk toplumunun ortak gayretiyle bertaraf ediliyor. Bunlar güzel gelişmeler ancak önyargıları ve yanlış anlamaları ortadan kaldırmak ne yazık ki kolay olmuyor.Bu olgunun güncel bir örneğini de, geçtiğimiz günlerde, Kiev Post’ da fark ettim. Kiev Post benim yakından takip ettiğim, Ukrayna’da yerleşik yabancıların ve Ukraynalı entelektüellerin ülkede olup bitenleri, İngilizce bir kaynaktan izlemesini olanaklı kılan güzel bir yayın. Sahibi Türkiye dostu bir ülkenin vatandaşı ve muhtemelen de Türkiye dostu bir insan.Gazete, 23 Nisan Ulusal Egemenlik ve Çocuk Bayramı’na denk gelen sayısında da, Türkiye’ye iki sayfa ayırarak güzel bir girişimde bulunuyor. Ülkemiz ve Türk Ukrayna ilişkileri hakkında muhabir güzel bir yazı kaleme alıyor. Büyükelçimiz nefis bir mülakat veriyor. Türkiye vatandaşlarının belirttiği görüşler de, yakışır bir biçimde Türkiye-Ukrayna ilişkilerine güzel bir profil çiziyor. Buraya kadar her şey çok güzel. Ancak, Türkiye hakkında sayısal bilgiler veren sütunda bir gariplik göze çarpıyor. Nüfusumuz yaklaşık 77 milyon olarak gösteriliyor. Belki diyorum yurtdışında yaşayan Türk vatandaşları bizim nüfus sayımlarında hesaba katılmıyordur, dolayısıyla, Türkiye’ nin nüfusu 72 milyon değil de.77 milyon’ dur diye düşünüyorum.Hatırlanacağı üzere, adrese dayalı nüfus sayımında nüfusumuz, 2007 yılında 70 milyon beş yüz bin olarak saptanmış ve son  güncellemelerle, 2009 sonu itibarıyla, Türkiye’ de yaşayan nüfusumuz 72 milyon beş yüz bin olarak belirlenmişti. Ancak verileri inceledikçe gariplik, olumsuzluğa dönüşüyor. Olumsuzluk sözcüğü de belki bu durumu ifadede yetersiz kalıyor. Türkiye, nüfusunun, %30′ u azınlık olan bir ülke olarak gösteriliyor bu sütunda. Gözlerime inanamıyorum. Sayısal verilerin alındığı kaynağa bakıyorum. CIA factbook.
Adı geçen web adresi, bir ülke hakkında genel bir bilgi almak için benim de milyonlarca insan gibi internette göz attığım bir kaynak. Tüm ülkeler hakkında nüfus, demografi, jeopolitik, ekonomi gibi kriterlere göre istatistiksel bilgileri bu sitede bulmak mümkündür.  Ancak, orada verilen bilgileri başka kaynaklar ile de karşılaştırmak ve bir habere kaynak teşkil etmeyecek şekilde değerlendirmek gerekiyor. CIA bir devlet kuruluşu, bizim dost ve müttefikimiz olan bir ülkenin, bir devlet kuruluşu. ABD’ nin resmi politikasında da Türkiye’nin bir azınlıklar ülkesi olarak görülmediği çok açık. Hal böyleyken böyle bir istatistik nasıl olup da oluşturulabiliyor. Bu istatistik yayınlanıyor ve Türk dostu bir gazetenin yazarı da Türkiye hakkında böyle güzel bir çalışmanın içerisine bu istatistikleri koyabiliyor.

Belli ki muhabir bu konuda kolaya kaçmış, internette bulduğu kaynağı hemen yazının içine monte etmiş. Hâlbuki yazar,  Büyükelçiliğimize sorsa Wdaha güncel ve doğru bir veri kendisine iletilecekti eminim.
Aynı tarz hataları zaman zaman Wikipedia haberciliği yapanlarda görüyoruz; çünkü toplumda oluşan, internette yazıyorsa, Wikipedia’ da yer alıyorsa, bu bilgiler doğrudur algısı, yazarlara da sirayet edebiliyor. İnternetin bilgiye ulaşmayı kolaylaştırdığı bir gerçek, ancak doğru bilgiye ulaşmak, bilgileri kontrol etmek hala emek ve çaba istiyor.  Yazıyı kaleme alan Nataliya Bugova’ nın daha önce kaleme aldığı ülke yazılarına, haberlerine bakıyorum. Zira, aslında haftalık yayın yapan bu gazetede hemen hemen her hafta başka bir ülkenin, Ukrayna ile ilişkileri ve Ukrayna’ da yaşayan toplumu ele alınıyor.  Göz attığım, Japonya, İngiltere gibi ülkelere ilişkin yazılarda, ülke bilgilerinin hiçbirinin CIA factbook’ dan alınmamış olduğunu görüyorum.  Büyükelçiliğimiz, şimdi yayın organına bir tekzip gönderse, Türk- Ukrayna dostluğunu pekiştirmek adına yapılmış bir çalışma eleştirilmiş olacak ya da daha ziyade yabancıların takip ettiği bir yayında aşırı milliyetçi bir duyarlılık gösterilmiş gibi algılanacak.

Gönlüm, yine de güzel bir tekzip gönderilmesinden yana. Ve şundan eminim ki, bir sonraki sefer, Kiev Post’ da yayınlanacak benzer bir yazıda, yazar, ülkemiz hakkında istatistiksel bilgilere yer verirken Büyükelçiliğimiz kaynaklı verileri kullanacaktır.
Sanırım yurtdışında yaşayan Türk toplumuna fazla da haksızlık etmemek gerekiyor. Onlarca, yüzlerce yılda oluşan olumsuz yargıları kısa bir sürede, zihinlerden söküp atmak, yok etmek kolay bir durum değil. Bununla birlikte, zamanın, ülkemiz lehine geliştiği de bir gerçek. Bu tip olumsuzluklar zamanla azalıp, yok olmasa bile kabul edilebilir seviyelere gelecektir.

Aynı istatistik sütununda, Türkiye’ nin satın alma paritesine göre bile olsa kişi başına gelirinin 10.000 $ seviyesini aştığını bir kez daha hatırlamak, bunun da birçok ülkede olduğu gibi, sahip olunan doğal kaynak gelirlerine bağlı olarak değil de, üretim, ihracat tabanlı olduğunu bilmek, ülke olarak doğru yolda olduğumuzu gösteriyor.

Türkiye güçlü ve giderek güçlenen ekonomisi, demokratik değerleri ve köklü tarihi ile kısa zamanda olumuz önyargıları ve yanlış değerlendirmeleri geride bırakacaktır.

Burak Pehlivan