Taraf Gazetesi Yazarı Hıdır Geviş, Ukrayna Yazılarına Devam Ediyor

erdoga-marketing-gucu

Taraf Gazetesi yazarı Hıdır Geviş, Türk Ukrayna İşadamları Derneği (TUİD)’in davetlisi olarak geldiği Ukrayna’da Türk İş Dünyası’nın, Türk hükümet yetkililerinin ve devlet görevlilerinin, Türkiye ve Ukrayna ilişkilerinin daha da gelişmesine, özellikle sık ziyaretler yoluyla katkıda bulunulması konusundaki taleplerine işaret etmiş.

Erdoğan’ın marketing gücü , Hıdır Geviş

1988 mayısıydı… Bütün dünyanın gözü Amerikan başkanı Reagan’ın Moskova ziyaretindeydi. Amerika ve Sovyetler arasındaki soğuk savaş bitmeye yüz tutmuştu… Komünist ve kapitalist blok arasındaki ayrılığın sembolü hâline gelen Berlin Duvarı ise bu görüşmeden yaklaşık bir yıl sonra yıkılacaktı… İki lider, Kremlin’deki kapalı kapılar ardında yaptıkları görüşme sonrasında,Kızıl Meydan’da yürüyüşe çıktılar. Sovyetler’in açılımcı lideri Mihail Gorbaçov, hemen oradaki bir turist ailenin gürbüz ve sevimli bebeğini kucağına aldı ve gülümseyerek o sırada kendilerini izlemekte olan habercilere poz verdi.

Sonraki günlerde bütün dünya medyası, bu görüntülere yer verdi. Masumiyetin simgesi olan bir bebek yüzünün, güler yüzlü siyasi liderlerle biraraya geldiği bu sempatik fotoğraf, Sovyetler’in o güne kadar Batı dünyası tarafından çizilmiş “karanlık şeytan imparatorluğu” imajına karşı ciddi bir darbeydi.

Gorbaçov, ilerleyen yıllarda bu tür resimler vermeyi sürdürdü. Dış dünyada ismi büyüdükçe ve manşetlerde yer aldıkça, uygulamaya soktuğu radikal reformlar konusunda da kendi elini güçlendirmiş oluyordu. Bu durum Gorbaçov için çok önemli bir marketing başarısıydı aslında. Küçük detayları kullanarak ilgi toplamayı, pozitif bir imaj kazanmayı ve kendine buradan bir güç elde etmeyi biliyordu. Nitekim bu marketing başarısı sayesinde dışarıdaki popülerliğini ve buna paralel olarak da içerideki destekçilerini arttırmıştı.

Gorbaçov sonrasında pek çok lider marketing denen unsurun ne denli güçlü olduğunu gördü ve bunun bilincinde olarak davrandı. Humeyni, Chávez, Kaddafi, Arafat gibi liderler, kendi isimleri etrafında gürültü koparma konusunda başarılıydılar. Ancak yarattıkları imajın ne kadar pozitif ne kadar negatif olduğu, kendilerine ve ülkelerine ne kadar yarar veya zarar getirdiği tartışılır.

Günümüzde ObamaErdoğanMerkel, Putin, Ahmedinecad ve Kim Jongun’un marketing güçleri oldukça yüksek. Bu gücü, ülkeleri için pozitif bir yarara dönüştürme konusunda ise aralarında ciddi farklar var. Sanırım pozitif yarar konusunda en başarılı liderler Obama ve Erdoğan… Obama Amerika’nın dışarıdaki merhametsiz ve kan akıtan ülke imajını ciddi biçimde tersine çevirme sürecine soktu, ülkesine sempatiyi arttırdı. Erdoğan da Türkiye’nin dünyada daha çok konuşulmasını ve gündem yaratmasını sağladı, yani ülkesinin reklamını yaptı…

Başbakan Ukrayna’ya daha sık gelsin

Marketing gücü konusunda bir örnek vereyim. Ukrayna’nın başkenti Kiev’i ziyaretim sırasında, oradaki işadamları ile sohbet etme fırsatı buldum. Onlara “Hükümetten, Ukrayna konusunda beklentileriniz nedir” diye sorduğumda ise aldığım ortak yanıtların başında şu geliyor: “Başbakan’dan Ukrayna’yı daha sık ziyaret etmesini istiyoruz.” Çünkü Onlar da Başbakan’ın marketing gücünün ve bu gücün kendilerine getireceği faydaların farkındalar… Bu nedenle gurbetteki işadamları Erdoğan’ı daha sık yanlarında görmek istiyor.

Bu noktada bir parantez açmakta fayda var. Ukrayna gibi yeni gelişen ve bu nedenle pek çok fırsat içeren pazarlar, Türkiye için çok önemli. Genç Türkiyeli girişimciler için bu ülke umut ve ekmek kapısı. Nitekim pek çok girişimci hiçbir şeye sahip değilken bu ülkede zenginleşmiş ve büyük bir yatırımcı hâline gelmiş. Örneğin Türk-Ukrayna İşadamları Derneği Başkanvekili Burak Pehlivan’ın benimle tanıştırdığı işadamlarından Elazığlı Selami Güner bunlardan biri. Kendisi küçük bir yatırımcıyken, bugün Ukrayna’nın en önemli kargo ve taşımacılık firmasının sahibi.

Dolayısıyla Ukrayna’daki işadamlarını Türkiye’nin yalnız bırakmaması lazım. Erdoğan’ın Ukrayna gibi dış ülkeleri ziyareti, orada ne yaptığı, ne konuştuğu, kimlerle biraraya geldiği, ne kadar zaman harcadığı bu anlamda çok önemli. Zaten varolan popülerliğini orada atacağı stratejik adımlarla birleştirdiğinde ortaya büyük bir güç çıkacak… Ekonomi ve siyasi işbirliği ile ilgili ikili anlaşmalar bir yana, Ukrayna medyası Erdoğan’ı ve Türkiye’yi konuşacak. Bu da işadamlarımızın oradaki hayatını, ekonomik hareketlerini kolaylaştıracak… Psikolojik olarak da ciddi bir güç katacak onlara…