Başbakan Erdoğan’ın Ukrayna Ziyareti ve Türkiye Ukrayna İlişkileri


Başbakan Erdoğan 370 işadamından oluşan kalabalık bir heyetle bugün ve yarın Ukrayna’da resmi ziyarette bulunacak. Bu ziyaret çok önemli çünkü başbakan veya cumhurbaşkanı seviyesinde Türkiye’den Ukrayna’ya yıllardır resmi bir ziyaret gerçekleşmiyordu. Kriz öncesi 8 milyar $ dış ticaret hacmine ulaştığımız bu ülkenin hükümetimizin gündemine daha çok gelmesi gerekiyor. Bu anlamda bu ziyareti çok önemsiyorum. Programında Dışişleri Bakanı Davutoğlu’nun geçtiğimiz mayıs ayında yaptığı ziyarette oluşturulması kararlaştırılan Yüksek Düzeyli Stratejik Konsey’in kurulmasına dair resmi imzanın atılması bulunan başbakan ayrıca 25 Ocak’ta, Türkiye Ukrayna İş Konseyi’nin toplantısında Ukraynalı ve Türk işadamları ile bir araya gelecek.
Türkiye Ukrayna arasında oluşturulacak Yüksek Düzeyli Stratejik Konsey’in içi nasıl doldurulacak bilmiyor ama böyle bir konsey oluşturulması başlı başına olumlu bir adımdır. Türkiye ve Ukrayna ikisi de şu an için AB’nin dışında bulunan fakat AB’ye güçlü üyelik perspektifine sahip iki ülke.  Biri Avrupa ile Gümrük Birliği’ne sahip, diğeri ise AB ile serbest ticaret anlaşması imzalamaya çalışıyor. Bununla birlikte iki ülke de AB dışında kalan komşularıyla da ticari, ekonomik ve kültürel ilişkileri geliştirme arayışında. Ukrayna, Türkiye’nin ona ihtiyacı olduğundan, Türkiye’ye daha çok ihtiyacı olan bir devlettir. Zira Ukrayna ve Türkiye arasındaki dış ticaret dengesi Türkiye aleyhine ciddi açık veriyor. 2010 yılının ilk 11 ayında Türkiye, Ukrayna’ya 1,1 milyar $’lık ihracat yaparken, bu ülkeden 3,4 milyar $’lık ithalat yapmış. Dolayısıyla Ukrayna tarafı 2,3 milyar $’lık dış ticaret fazlası elde etmiştir.  Türkiye, Ukrayna’nın en çok dış ticaret fazlası elde ettiği ülkedir.  Bu veri çok önemlidir ve bu ziyarette Türk tarafının elinde önemli bir kozdur.
Türkiye ve Ukrayna arasında Serbest Ticaret Antlaşması henüz gerçekleştirilemedi. Ukrayna, Avrupa ile Serbest Ticaret Antlaşması yaparsa ve bu antlaşma Türk tarafı ile imzalanmazsa Türk firmaları Ukrayna’ya ihracat konusunda çok zorlanacaklardır.  Görece az olan ihracatımız açısından böyle bir sonuç ciddi risk taşımaktadır. Serbest Ticaret Antlaşması’nın imzalanmasını, her ne kadar bu gibi konularda Ukrayna bürokrasisi yavaş hareket etse de Türk tarafı daima gündemde tutmalıdır. Bu konuda muhataplarımızı sıkıştırmalı ve ısrarcı olmalıyız. Şu an için iki ülke ilişkileri açısından en önemli konu Serbest Ticaret Antlaşması’nın imzalanmasıdır. İhracata dayalı sürdürülebilir, sağlıklı bir ekonomik büyümede Ukrayna’ya ihracatın önemi yıldan yıla artacaktır.Zira bu ülkeye yaptığımız ihracat mevcut potansiyelin çok gerisindedir.
Bu ziyaretteki bir başka önemli gündem maddesi karşılıklı olarak vizelerin kaldırılmasıdır. Bu güne kadar alınan izlenim Ukraynalıların bu konuya çok sıcak bakmadığıdır. Muhataplarımıza bu konu iyi aktarılmalıdır. Vizelerin kalkması iki taraf açısında “kazan kazan” sonucu doğuracaktır.  Ukrayna açısında baktığımızda her yıl Türkiye’ye gelen yarım milyona yakın Ukraynalının kişi başı 20-30 $’lık vize yükünden kurtuluyor olması, Ukrayna hükümetinin vatandaşlarına sunabileceği bir artıdır. Ayrıca vizelerin kalkması ile Ukrayna’ya gelen Türk turist sayısında ciddi bir artış meydana gelecektir. Uzun yıllar Osmanlı toprağı olan Kırım yarımadası, gerek doğal güzelliği, gerekse tarihi ve kültürel eserleriyle özellikle kökeni buraya dayanan Türkler için çekici bir tatil destinasyonudur.  Avrupa’nın birbirine benzer kayak merkezlerinde kayak yapmaktansa değişiklik arayanlar için Batı Ukrayna’da Bukavel alternatif bir kış sporları merkezidir. Bozulmamış, mümtaz mimarisi ile Lvov, Prag’ın Budapeşte’nin kıskanacağı bir şehirdir ve Orta Avrupa’nın bu şehirlerine ziyaret yapmaktan sıkılmış, Türk turistler için cazibe merkezi haline gelecektir.
Bu seyahatte gündeme gelecek bir başka önemli madde Kırım’a konsolosluk açılmasıdır. Kendince haklı nedenler ile Ukrayna tarafı bu konuda ağırdan almaktadır, zira Kırım Ukrayna’nın toprak bütünlüğü konusunda hassasiyet gösterdiği bir yarımadadır.  Bununla birlikte burada bir konsolosluk ihtiyacı olduğu açıktır. Yarımadada iş yapan çok sayıda Türk firması bulunmaktadır ve Kırım’da çalışan, okuyan, iş yapan T.C. vatandaşları için konsolosluk bir gereksinimdir. Ayrıca Çok sayıda vatandaşımızın kökeni bu yarımadadır ve akrabaları bu bölgede yaşamaktadır. Bu açıdan da konsolosluk bir ihtiyacı karşılamış olacaktır. Elbette Türkiye, Ukrayna’nın toprak bütünlüğüne ve ulusal egemenliğine saygılıdır. Ancak burada bir konsolosluk açılması iki ülkenin de menfaatinedir.
Başbakanın bu kısa ziyaretinde görüşülecek, konuşulacak maddelerin sayısı az ama sonuçları iki ülke ilişkileri açısından çok önemlidir. Türkiye nasıl Rusya ile ilişkilerine ivme kazandırıyorsa, Ukrayna ile ilişkilerine de aynı ivmeyi kazandırmalıdır. Serbest Ticaret Antlaşması, Vizelerin Kaldırılması ve Kırım’da Konsolosluk açılması şu aşamada en önemli üç konu olarak gözüküyor. Ukrayna verilen sözlerin tutulması için zamana gereksinim duyulan, alınan kararların yavaş uygulandığı bir ülkedir. Ukrayna bürokrasisi çok ağır hareket etmektedir ve görüşme frekanslarının artırılması, görüşmelerin içeriği kadar bu coğrafyada önem arz etmektedir. Türkiye ve Ukrayna arasındaki üst düzey ziyaretlerin sıklaştırılması ve ilişkilerin derinleştirilmesi karşılıklı çıkarlara hizmet edecektir.

Burak PEHLİVAN