İstanbullu sanayicilerin Ukrayna’ya ilgisi artıyor, Burak Pehlivan

IMG_1628

Ukrayna Sanayi ve Ticaret Odası heyetiyle Doğu Karadeniz’e yaptığımız ziyaretin hemen sonrası, yönetim kurulu eski üyemiz Can Sirman’la beraber, Esenyurt Sanayici ve İşadamları Derneği’nin(ESİDER) konuğu oluyoruz. Esenyurt herhangi bir ilçe, ESİDER herhangi bir dernek değil, zira derneğin faaliyet gösterdiği Esenyurt bugün yalnız İstanbul’un değil, Türkiye’nin de üretim merkezi haline gelmiş durumda. Dernek başkanı Fevzi Torolsan’ın aktardığı bilgilere göre, 13.000 bin üyesiyle Türkiye’nin sanayi üretiminin %40’ını gerçekleştiren İstanbul Sanayi Odası’nın yaklaşık 3.500 üyesi bu ilçede yer alırken ülke ihracatımızın %10’u bu bölgedeki üreticiler tarafından yapılıyor.  Güçlü işletmelerin varlığı, çalışan talebini artırırken ilçe bir bölümü planlı ve bir bölümü ise ne yazık ki plansız büyük miktarda göç almış. Nüfus 800 bini aşarken, birbiri ardına yükselen yeni yerleşim yerleri, konut bölgeleriyle sanayi tesislerinin uyum sorununu da beraberinde getirmiş. Bunun için ESİDER yönetimi, gerek merkezi, gerek yerel idareyle, gerekse üniversitelerle yakın işbirliği içerisinde ilçenin daha nitelikli ve kalıcı bir kalkınma süreci yaşaması için büyük çaba gösteriyor ve bu konuda projeler geliştiriyorlar. Ayrıca, üye firmaların ve ilçedeki ihracatçıların yeni pazarları tanımaları, ihracatlarını daha da artırmaları ve çeşitlendirmeleri için de çalışma yürütüyorlar. İşte bu noktada konjonktürün de etkisiyle hedeflerine aldıkları ülkelerin başında Ukrayna geliyor.

Esider Başkanı Fevzi Torolsan, genel sekreter ve eski başkan Muammer Ömeroğlu ve  toplantının ev sahipliğini yapan Kurtsan Tarımın genç yönetim kurulu üyesi Can Kurt’un katıldığı tanışma toplantısında amacımız bölgedeki üreticilerin Ukrayna’yı daha iyi tanımasına dönük, geniş katılımlı bir panel düzenlenmesi için fikir alışverişinde bulunmaktı. Dolasıyla, toplantıyı yalnızca bir saat olarak planlamıştık ama sonuçta toplantımız zamanın nasıl geçtiğini anlayamadığımız dört saati geçen bir görüşmeye dönüştü. Hiç kuşkusuz  bunun nedeni muhataplarımızın renkli kişilikleri ve temsil ettikleri kurumların ve kendilerinin ilginç hikayeleriydi. Önce ev sahibimizden başlayalım. Kurtsan Tarım ile ilk tanışmam 2004 yılı nisanında Etiyopya’ya yaptığımız bir iş seyahatinde firmanın kurucusu Mehmet Kurt ile karşılaşmamla başlar. Mehmet bey müthiş enerjik aynı zamanda çok neşeli bir insandı, iş delegasyonumuzun en renkli kişisi olarak öne çıkmıştı.  Kendisini maalesef 2008 yılında kaybettik ama onun ve kardeşi Ahmet Kurt’un kurduğu şirket bugün Türkiye’nin medar-ı iftarı müesseselerinden biri haline geldi. Dünyanın en büyük mobil süt sağma makinesi üreticisi olan Kurtsan, Esenyurt’ta 32.000 m2’ kapalı alana sahip fabrikasında yüksek katma  değerli bir sektörde, makine alanında üretim yapıyor. Kurtsan’ın son teknoloji ürünleri 70’den fazla ülkeye ihraç ediliyor. Firmanın en büyük ihracat pazarı ise Türk ihracatçıların pek varlık gösteremediği Orta ve Güney Amerika. Meksika, Guatemala, Kolombiya, Uruguay, Paraguay gibi ülkelerde Kurtsan önemli bir marka haline gelirken, kuruluşta bu bölgelerle dış ticaret konusunda önemli bir know-how oluşmuş. Elbette bu büyük ihracat başarısında en büyük pay, firmanın ikinci kuşak temsilcisi Can Kurt’un da altını çizdiği gibi onlarca yıl üretim, AR-GE ve pazarlamaya yatırım yaparak firmanın önünü açan ve ikinci kuşağa bu altyapı üzerinden, bayrağı daha ilerilere taşımak için gerekli imkanı veren işletmenin birinci kuşak temsilcilerinde.

IMG_1638

Masadaki bir diğer isim, ESİDER genel sekreteri Muammer Ömeroğlu,  satranç takımı, tavla ile Anglo-Sakson dünyada daha ziyade çocukların zeka gelişimine katkıda bulunmak için tasarlanan, ülkemizde ise özellikle yaz aylarının sevilen oyunlarından birine dönüşen okeyin Türkiye’deki ana üreticisi, Star oyun aletlerinin sahibi. Birçoğunuzun bu markayı hatırladığını gözümde canlandırabiliyorum. Firma, yaptığı yatırımlarla bu sektörde ülkemizi ithalatçılıktan, net ihracatçı konuma taşırken, %50 pazar payına ulaşmış. Ömeroğlu’na göre Çinli üreticiler bile ne fiyatta ne de kalitede kendileriyle rekabet edemiyorlar. Star Oyun aletleri bugün yolunu dış pazarlara çevirmiş ve firmanın yeni stratejileri doğrultusunda ihracatın ciroda %10 seviyesinde olan payını, yükseltmek arayışındalar.

Esider Başkanı Torolsan’a gelince, sohbet ilerleyince anladık ki, kendisi bizim İstanbul Erkek Lisesi’nden bir ağabeyimiz. Liseyi birincilikle bitirdikten sonra, 1976 yılında yine birincilikle girdiği İstanbul Teknik Üniversitesi’nde anarşi yüzünden eğitime ara verildiği için, tahsiline başlayamamış.  Bunun üzerine üniversiteyi Almanya’da okuma kararı almış ve  bu  ülkede hem tekstil hem de makine mühendisliği eğitimi görmüş. Türkiye’ye, Alman kimya devi Henkel’e başmühendis olarak geri dönerken, daha sonra aile işletmelerinde girişimci olarak kariyer yapmaya ve ülkesine hizmete devam etmiş. Bu süreçte hem imalat sanayinde Türkiye’ye kendi alanında birçok yenilik getirirken, hem de kendi bilgi birikimini İstanbul Sanayi Odası aracılığıyla diğer sanayicilerle paylaşmaya özen göstermiş. Sanayicilerimiz ve yöneticilerimiz arasında maalesef görece daha az ilgi duyulan mesleki gelişim, mesleki eğitim, araştırma geliştirme gibi alanlarda çalışmalarını yoğunlaştırmış.  Bugün ise, Türkiye’nin gönüllülük esasına göre kurulmuş en büyük işadamı organizasyonu olan ve bizim de Türk Ukrayna İşadamları Derneği(TUİD) olarak üyesi olduğumuz  Türkfonfed’e bağlı bir dernek  olan Esenyurt Sanayici ve İşadamları Derneği’nin başkanı olarak yine ülkemizin kalkınması için çok önemli olan bu alanlarda çalışmalarını sürdürüyor.

Fevzi Torolsan ve ekibi yukarıda aktardığım çalışmaların yanı sıra, üye firmaların yeni pazarlara ulaşmaları için seminerler, konferanslar düzenliyor, iş gezileri planlıyorlar. İşte böyle değerli insanlara, , Ukrayna Türk iş dünyasına  TUİD’in en genç yönetim kurulu üyesi olarak görev yaptığı dönemde önemli katkıları olan ve bugün de katkısını sürdüren Can Sirman da eklenince bir saat olarak planladığımız toplantının süresinin,  hem de zaman konusunda Alman titizliğine sahip başkan Fevzi Torolsan’a rağmen dört saati aşmış olmasına şaşırmamak gerek.

Toplantıda bolca Ukrayna’yı da konuştuk, Serbest Ticaret Antlaşması’nın iki ülke ticaret ilişkilerini nasıl ivmelendireceğine, Ukrayna’nın bugünkü durumuyla özellikle burada yatırım yapıp ihracat odaklı çalışabilecek sanayi işletmeleri için ne gibi yatırım fırsatları sunduğuna değindik. Ülkedeki ihracat ve ithalat olanaklarını değerlendirdik ve gördük ki, İstanbul’un ve dolayısıyla Türkiye’nin en önemli üç sanayi ve ihracat merkezlerinden biri olan Esenyurt’un çatı işadamları derneğinin yöneticilerinin Ukrayna’ya ilgisi çok büyük. Aslında zamanlamaya da şaşırmamak gerek zira artık yönünü Batı’ya dönen, ülkede ihtiyaç duyulan yapısal reformları ama öyle ama böyle, ama hızlı ama yavaş gerçekleştirmeye devam eden Ukrayna’ya, Türk işadamlarının ilgisinin canlı olması çok doğal. 90’lı yıllarda bu coğrafyada kartlar yeniden karılırken, ülkemiz iş  dünyası pozisyon almaya hazır değildi ama bugün hazırız. Sanayicimiz de ihracatçımız da eskiye göre çok güçlü, bilgili ve deneyimli. Aynı şekilde Ukrayna’daki kurumlarımız da bu süreci destekleyebilecek iyi bir altyapıya sahip.

Esenyurtlu sanayicilerimizin geniş katılımıyla, Ukrayna’daki iş iklimine ve fırsatlara ilişkin bir paneli bu ay içerisinde, İstanbul’da düzenleyeceğiz. Trabzon, Rize ve Giresun’u kapsayan ziyaretimiz sonrasında Türkiye’nin birçok bölgesinden işadamları derneklerinin, sanayi ve ticaret odalarının benzer organizasyonların kendi bölgelerinde düzenlenmesine dönük yoğun talepleri var. Elbette zamanı da zorlayarak bu talepleri mümkün mertebe karşılamaya çalışacağız, zira özellikle Serbest Ticaret Antlaşması kapsamında, Türkiye Ukrayna ekonomik ilişkileri açısından çok önemli bir döneme giriyoruz ve bu dönemin çok iyi bir biçimde değerlendirilmesi gerekiyor.

 

Burak PEHLİVAN