Ukrayna’da 2013 Yılının Değerlendirmesi, Burak Pehlivan

ukraynada-2013-yilinin-degerlendirmesi-burak-pehlivan

Ukrayna’da gündem hızla değişiyor. Haber sitelerine düşen iktidar ile muhalefet anlaştı haberinin üzerinden birkaç saat geçmeden, aslında anlaşmanın olmadığna dair yeni bir haber giriliyor, hem de daha ilk haber manşetteyken. Böyle bir ortamda değil bir yıllık perspektifi değerlendirmek birkaç hafta, hatta birkaç gün sonrasını tahmin etmek bile zor. Aslında bu yazıyı kaleme alırken 2014 yılında Ukrayna’da ne olacağını yazmayı planlıyordum, ancak bunu yapmadan önce, 2013 yılını değerlendirmek daha doğru olacak. Bir sonraki yazıda ise 2014 yılında ülkeyi beklenen senaryoları birlikte değerlendireceğiz. Açıkçası bu makale, bir sonraki makalenin hazırlık yazısı olarak da görülebilir.

800px-Ukraine_economy

Ukrayna, 2 yıldır büyüyemiyor

Ukrayna’da geçtiğimiz yılı analiz ederken, önce makrolara bir gözatalım. Ekonomi iki yıldır büyüyemiyor. 5 çeyreklik küçülmenin ardından, 2013’ün son çeyreğinde elde edilen %3,7’lik büyüme ile 2013 yılının genelindeki büyüme %0 olarak gerçekleşti , bir önceki yıl ise büyüme %0,2’ydi. Enflasyon %0,5 olarak gerçekleşirken, kurda yılın son birkaç ayına kadar görece istikrarlı bir seyir izlendi, siyasi istikrarsızlığın belirginleştiği noktada bile kurdaki dalgalanma birkaç puan ile sınırlı kaldı.

2013 yılına ilişkin açıklanan sanayi büyümesi verileri ise oldukça olumsuz. Ülkede sanayi %4,7 oranında küçülmüş, benim de faaliyet gösterdiğim sektör olan makine üretiminde ise küçülme daha dramatik ve %13,8 olarak gerçekleşmiş, buna da şaşırmamak gerek zira makine sektörü büyüme ve küçülmeye hassas bir sektördür kaldı ki Ukrayna makine sanayi üretiminin yarısı Rusya’ya ihraç edilir ve Rusya ile ticari ilişkiler yılın son günlerine kadar nanemolla bir hal almıştı

2013 yılnın çok dikkat çeken bir olayı ise ülkenin ekonomik ve siyasi olarak başarılı bir yıl geçirmemesine rağmen, Dünya Bankası İş Yapma Kolaylığı Endeksi’nde ülkenin ölçülen 189 ülke arasında en iyi performansı sergileyerek, bir yılda 28 basamak yükselip 112. sıraya yerleşmesi oldu.

bankovka - peníze - euro - banka

Bankacılık sektöründe toparlanma var ama karlılık çok düşük

Ukrayna’da bankacılık sektörü henüz toparlanabilmiş değil. S&P’a göre Ukrayna’da bankacılık sistemindeki sorunlu kredi oranı %40’lar seviyesinde, bu inanılmaz yüksek bir rakam. 2011 yılındaki 7,7 milyar grivnalık zararın ardından, 2012 yılında 4,9 milyar grivna, geçtiğimiz yıl ise ancak 2,5 milyar grivna kar elde edilebildi. Avrupa sermayeli bankalardan pazarı terk etme imkanı olanlar, pazardan hızla çıkıyorlar en son İtalyanlar Praveksbank’ı sattılar. Bankacılık sektörü dirilmeden piyasanın hareketlenmesi, ev, araba satışlarının artması, üretim tesislerinin ciddi yatırımlara girmesi çok zor. Rus sermayesini bankacılık sektöründeki etkisini ve pazar payını 2013’te de artırdı. Olumlu bir gelişme yılın tamamında bankalara güven arttı ve bireysel hesaplarda 70 milyar grivnalık bir büyüme gerçekeşti.

enerji

Ukrayna enerjide çeşitliğe gitmeye devam ediyor.

Ukrayna enerjide Türkiye gibi dışa bağımlı bir ülke. Ülkenin yıllık 50-60 milyar m3’lük doğalgaz ihtiyacının 30-40 milyar m3’lük bölümü ithal ediliyor. Doğalgaz yalnız ısınmada değil, özellikle ağır sanayi tesislerinde girdi olarak kullanılıyor, elektrik enerjisi elde ediliyor. Hükümetler bu alanda dışa özellikle de Rusya’ya bağımlılığı azaltmak için öncelikle enerji verimliliğine önem veriyor, buna paralel olarak ise ülkedeki petrol ve doğalgaz üretimini artırmaya çalışıyorlar. Son yıllarda hem Donbas bölgesindeki kömür madenlerini teşvik amacıyla hem de gaz ithalatını düşürmek için elektrik üretiminde kömüre dönüş var. Bu yapılırken nükleer santralllerin ülkenin toplam elektrik enerjisi üretmindeki payı da 2013 yılında %54’den, %48’e düşürüldü.

Geçtiğimiz yıl önemli bir adım atılıdı ve Royal Dutch Shell ve Chevron ile kayagazı çıkarım ve paylaşım antlaşmaları imzalandı. Fizibiliteler neticesinde 3 ila 6 yıl içerisinde üretime geçilmesi planlanıyor. Karadeniz çanağında ise petrol ve doğalgaz araması için İtalyan ENI ve Fransız EDF ile antlaşmalar yapıldı. Benzer bir antlaşma da Exxon Mobil’in öncülüğündeki bir konsorsiyum ile imzalandı. Ukrayna, işler yolunda giderse 2018 yılında enerjide kendi kendine yetebilen bir ülke haline gelecektir. Yılın enerji sektöründeki sürpiz ise Rusya’nın 2013 sonlanmadan doğalgazda sağladığı %33’lük indirim oldu. Bu indirim 2014’ün tamamına yayılılabilirse, ülke hazinesi 2-3 milyar dolar tasarrufa gitmiş olacak. Rüzgar başta olmak üzere yenilebilir enerji alanında yatırımlar ise yavaş gitmekle birlikte devam ediyor.

tarimsal-ihracat-hizla-yukseliyor-3980072_5044_o_1

Ukrayna’da tarım ekonominin yüzakı

Tarım birkaç yıldır Ukrayna ekonomisinin dinamosu olmuş durumda. Ekonomik olumsuzluklardan bağımsız olarak tarımda ciddi bir büyüme var. Dünya’daki en verimli toprak olan karatoprağin %25’ine, Avrupa’daki ekim-dikim yapılabilir alanının ise üçte birine sahip olan Ukrayna’da tarım her geçen yıl daha da gelişiyor. Ülkede, başka sektörlere girmede ürkek davranan Batı sermayesi bu alandaki yatırımlarına devam ediyor. En son Amerikan tarım devi Cargill, Ukrlandfarming’in %5’ini hem de bu kargaşa ortamında. 200 milyon dolara satın aldı ve Ukrayna’nın tarım konusunda geleceğine güvendiğini göstermiş oldu.

Geçtiğimiz yıl Ukrayna bağımsızlık tarihinin tahıl hasadı rekoru kırılırken yaklaşık 60 milyon ton tahıl elde edildi. Ülke özellikle Çin ile yapılan sözleşmeyle, Arjantin’i geçerek dünyanın en büyük 3. mısır ihracatçısı haline geldi. Ayçiçek ve ayçiçek yağı ihracatında dünya birinciliği korunurken,buğday, arpa ihracatında da ülke önemli bir oyuncu. Tarım ve gıda ürünleri ihracatı 20 milyar dolar seviyesinde.

1O5UC0NUzun-Vadeli-Yatırım-Araçları-Nelerdir-Kredim.gen_.tr_

Yabancı sermaye girişinde düşüş var, özelleştirmede hedeften çok uzak kalındı.

Yabancı sermaye akışı 2013 yılında bir önceki yıla göre azalarak 2-3 milyar dolar aralığına geriledi. Güney Kıbrıs Rum kesimi ve diğer off-shore’lardadan gelen sermaye girişini saymazsak, son iki senede ülkeye yabancı sermaye girişi tarım sektörü dışında durmuş durumda. Ukrayna’nın bağımsız olduğu bir ülke olduğu son 22 yıl boyunca Güney Kıbrıs Rum Kesimi’nden gelen19 milyar doların, 10 milyarı doları ise son üç yılda geldi. Rum kesimininin AB’den gelen yabancı sermayedeki oranı bu dönemde %40’a çıktı, aynı dönemde diğer AB ülkelerinden yalnızca 2,3 milyar dolarlık sermaye akışı gerçekleşti. Rum Kesimi derken aslında buradan gelen para çok büyük oranda Rus sermayesi ya da Ukraynalı işadamlarının yurtdışındaki paraları dolayısıyla son 3 yıldır AB’den ülkeye sernaye girişini olduğunu söylemek mümkün değil. Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin’in ekonomi danışmanı Sergey Lazarev’e göre son yıllarda Ukrayna’ya gelen yabancı sermayenin yarısı Rusya’dan geliyor. Özelleştirmede ise istenen hedeften çok uzakta kalındı. 10 milyar grivnalık hedefinin ancak %10’u sağlanabildi.

Döviz rezervlerinde erime devam ederken, Rusya ile antlaşma imzalandı

944887

Siyaseten baktığımızda 2013 yılının son döneminin Avrupa ile entegrasyonu savunan Meydan protestolarının gölgesinde geçtiğine ve parlamentonun çalışmakta ve yasa yapmakta zorlandığı bir dönemi görüyoruz. Hükümet AB’nin Vilnius’ta gerçekleşen Doğu Ortaklığı Zirvesi’ne 10 gün kalana kadar AB ile Ortaklık antlaşmasının imzalanacağına dair kamuoyunu hazırlamıştı ancak son anda ortaklık görüşmeleri durduruldu ve Rusya ile bir işbirliği antlaşması imzalandı.

Rusya ile aralık ayında yapılan antlaşma öncesinde ülkede devalüasyona olmasına kesin gözüyle bakılıyordu. Bütçe açığı ve çari açık 8’er milyar doları geçmiş, Merkez Bankası döviz rezervleri 35 milyar dolarlık seviyesinden 1-2 sene zarfında 18,8 milyar dolara düşmüş ve düşmeye de devam ediyordu. Hükümet maaş ödemeleri ve sosyal transferleri yapmakta zorlanıyordu. Ancak antlaşma ile Ukrayna liderliği Rusya’dan 15 milyarlık krediyi cebine koyarken, gaz fiyatlarında ise %33’lük bir indirim sağladı. Rusya’dan gelen ilk 3 milyar dolar ile acil ödemeler yapıldı. Borç bonolarının faizi %5, vadesi ise 2 yıl ve Ukrayna hazinesinin bu koşullarda piyasadan borçlanabilmesi mümkün değil.

Tüm bunlar yaşanırken başkent Kiev’de geniş halk kitlelerinin tarihin en büyük AB yanlısı sokak gösterilerine giriştiği bir sürece tanıklık ettik. Gösteriler ilerleyen dönemde hükümet karşıtı protestolara dönüştü. Bu koşullar altında ülke 2014’ü karşıladı. Yazının başında belirttiğim gibi 2013 yılının değerlendirmesinin eşiğinde bir sonraki yazıda içinde bulunduğumuz yıl ülkeyi ne gibi olası gelişmelerin beklediğini analiz edeceğiz.

Burak PEHLİVAN